Yasin&Elçin çiftinin düğününe katıldık,ardından kısa ama huzur dolu,minik bir tatil yapıp döndük.Daha önceki yazılarımın birinde bahsetmiştim;Yasin,Ali’nin çoook eski ve çok kıymetli bir arkadaşı.Yasin’in düğün tarihi belli olunca aylar öncesinden işlerimizi bu düğüne göre ayarladık.Çok şükür bir terslik çıkmadı da en mutlu günlerinde onların yanında olabildik.
Şimdi biraz düğünden bahsetmek istiyorum.Tatilimizi daha sonra yazacağım.Akyaka’daki tatilimiz hakkında yazacak çok şey,paylaşacak bir sürü fotoğraf var çünkü. Ablam ve eniştemde son anda planlarını değiştirip bizimle gelmeye karar verdiler.Düğünde biz erkek tarafı olarak önce cumartesi günü erkek tarafının köydeki düğün yemeğine katıldık.Muğla’nın şirin bir köyünde,Yasinlerin evinin büyük bahçesinde ağaçların altında nefis düğün yemekleri yedik.Ali,Yasin’in heyecanına ortak olup yerinde duramadı onunla birlikte.Bir kaç eski arkadaşı daha gelince konuşacak onca şeyleri birikmiş, sohbetlerine doyum olmadı.Onlar heyecanla konuşup,Yasin için koştururken biz ablamla yemeklerin ve bahçenin keyfini çıkardık.Köyün şirin teyzeleri ile muhabbet ettik.Yemekten sonra izin isteyip akşamki düğüne kadar dinlenelim,birazda kaldığımız muhteşem otelin ve Akyaka’nın keyfini çıkaralım diye Akyaka’ya döndük.Biraz dinlendikten sonra cennetten bir köşe misali dediğimiz Akyaka’nın güzelliğinin keyfini yaşadık doyasıya.Bu keyfi daha sonra ayrıntılarıyla ve fotoğraflarıyla anlatacağım :)
O akşam düğün Muğla merkezde idi.Akyaka’nın huzurunu tattıktan sonra akşam otele döndük odalarımıza geçip özenle hazırlandık düğün için.Güle oynaya atladık arabaya ve düştük Muğla yollarına.Artık yaz düğünlerinin vazgeçilmezi olan açık havada güzel bir mekan tercih edilmişti düğün için.İlk başlarda “oh ne güzel hava serin” derken gecenin ilerleyen saatlerinde donmaya başladım.Çoğu hırkasını,şalını alıp gelmiş ama biz gayet tiril tiril giyinip gittiğimiz için donarak izledik düğünü :) Ama müziğin ritmine kendini kaptırmış bir çok davetli ile gelin ve damat oynadıkça,zıpladıkça terlediler.Onlar adına sevindim,hava sıcak olsaydı o kadar keyifle oynayamazlardı sıcaktan.
Arkadaşının bu güzel gününe şahitlik eden Ali, arkadaşının mutluluğu ile mutlu oldu,Ali’nin mutluluğu ile ben iki kat mutlu oldum,bizim mutluluğumuz ile ablam ve eniştem daha bir mutlu oldu,mutluluk yayıldıkça yayıldı işte :) Allah herkesin mutluluğunu daim etsin…
Neşeniz bol olsun…
30 Haziran 2010 Çarşamba
27 Haziran 2010 Pazar
MEZUNİYET
Bir çok mezuniyet gecesi gibi bizim mezuniyette geçti gitti işte.Aslında o gece çoktan geçip gitti ama ben ancak yadıklarımı yayınlama fırsatı bulabildim :) Bu arada bizim mezuniyet derken oradaki bizden kastım bizim 8.sınıf öğrencilerimizdir :) Bu yıl yine 8.sınıfların arkadaşlarından,yıllarca okudukları okullarından,öğretmenlerinden ayrı kalacakları günlere üzülmelerine,yepyeni başlangıçlar için heyecanlanmalarına,sınav kaygılarına ve daha nicesine şahit olduk.Ama geldi geçti işte…
Öğrencilerimin de iznini alarak birkaç tanesinin mezuniyet gecesinde nasıl ışıldadıklarını sizlerle paylaşmak istedim.Her biri o geceye çok ama çok heyecanlanarak ve büyük bir titizlikle hazırlandılar.Hepsi de birbirinden güzel ve yakışıklıydı o gece.Ama kendilerine de söyledim,sordum “büyümek için bunca acele neden?,”Zaten çok güzelsiniz,güzelleşmek için bunca boya neden?”,”Amaç birlikte olmak eğlenmek o halde bunca masraf bunca stres neden?” …
Her yaşın ayrı bir güzelliği var diyemeyecek kadar ergenler onlar.O yüzden bu kadar coşkulular,o yüzden hep en güzel olma yarışındalar ya zaten…Ama işte o yaşlarda da öyle oluyorlar,öyle olduruluyorlar…
Önlerinde uzun bir yaşam var inşallah.Büyüdükçe büyümenin o kadar da matrak(!) bişey olmadığını anlayacaklar bir çoğumuz gibi :) Allah her birine güzel bir ömür nasip etsin…
Neşeniz bol olsun...
Öğrencilerimin de iznini alarak birkaç tanesinin mezuniyet gecesinde nasıl ışıldadıklarını sizlerle paylaşmak istedim.Her biri o geceye çok ama çok heyecanlanarak ve büyük bir titizlikle hazırlandılar.Hepsi de birbirinden güzel ve yakışıklıydı o gece.Ama kendilerine de söyledim,sordum “büyümek için bunca acele neden?,”Zaten çok güzelsiniz,güzelleşmek için bunca boya neden?”,”Amaç birlikte olmak eğlenmek o halde bunca masraf bunca stres neden?” …
Her yaşın ayrı bir güzelliği var diyemeyecek kadar ergenler onlar.O yüzden bu kadar coşkulular,o yüzden hep en güzel olma yarışındalar ya zaten…Ama işte o yaşlarda da öyle oluyorlar,öyle olduruluyorlar…
Önlerinde uzun bir yaşam var inşallah.Büyüdükçe büyümenin o kadar da matrak(!) bişey olmadığını anlayacaklar bir çoğumuz gibi :) Allah her birine güzel bir ömür nasip etsin…
Neşeniz bol olsun...
25 Haziran 2010 Cuma
FOTOĞRAFSIZ
Allahım ya nasılda yoğundu son günlerimiz.Hani demiştim ya Cuma günü misafirlerim gelcek diye.İşte o Cuma bu cumaydı :) Evde günlerdir bir oraya bir buraya koşturmaktan helak oldum.Bir de acayip panik bir haldeydim.Herşey istediğim gibi olsun diye çırpındım durdum.Neyseki Çarşamba gecesi ablamla eniştem çıkıp geldiler taa uzaklardan.Zaten ablamla günler öncesinden telefonda konuşurken planlamıştık her şeyi.Dün erkenden başladık hazırlıklara.Mükemmel bir menü hazırladık.Çok yorulduk ama değdi.Bende iş yok ama ablam tek kelime ile harika bir iş çıkarttı.Enfes şeyler çıktı ortaya.
Ve bugün okuldan çıkan arkadaşlar sırayla geldiler bize.Yirminin üzerinde misafirimiz geldi.O kalabalıkta bir ara her şeyin kontrolünü kaybettim başım döndü resmen :) Ama çok eğlendik,çok güldük…Hazırladığımız her şey çok beğenildi ve hepsi bitti…Sabah hazırlık yaparken aklımda tek şey vardı;her şeyi hazırlayayım,fotoğraflarını çekeyim.Hatta ablamda defalarca hatırlattı bana.Ama o kadar yoğun,o kadar koşuşturmaca halindeydik ki fotoğraf falan gelmedi aklımıza :( Fotoğraf çekmek aklıma geldiğinde iş işten geçmişti zaten.Çok pişman oldum,o görsel zenginliği şuradan yayınlayabilmeyi ne çok isterdim :(
Çok şükür her şey istediğimiz gibiydi.Arkadaşlarımın her biri geldiler sağolsunlar.Bir çoğu bu akşam yola çıkacak olmalarına,bazılarının işi olmalasına rağmen sırf benim için çıkıp geldiler bana.Onları evimde ağırlamak benim için de büyük bir keyifti tabi…
Şimdi kalkıp küçük bir çanta hazırlayacağız ve minik bir tatile çıkacağız.Dinlenmeyi hak ettik tabiki de.Ama şimdi de ablacığımla minik valizlerimize neler sığdırabileceğiz diye yoruyoruz kendimiz :)Bu sefer ki tatil mekanımız Muğla-Akyaka olacak.Muğla’yı tercih etmemizin sebebi Ali’nin kadim dostu Yasin’in düğününün olması.Yasin Ali’nin kardeş derecesinde yakın bir arkadaşı ve bu hafta sonu evleniyor.Cumartesi akşamı Muğla’da düğüne katılacağız,düğün öncesi ve sonrasında da Akyaka’da harika bir mekanda konaklayıp yorgunluk atacağız.İnşallah bu sefer bol fotoğrafla döneceğim,İnşallah diyorum çünkü bugün bol fotoğraflı olması gerekirken fotoğrafsız bir yazı yayınlıyorum :( Neyse ben yokken fotoğraflı yazılar okuyabilesiniz diye birkaç yazı hazırlamaya çalışacağım.Bizim 8.sınıfların veda yemeğinden ve kep töreninden birkaç kare yayınlamak istiyordum ne zamandır,onları hazırlayayım bari.
Şimdi biz gidip,güzel bir dinlenip geri dönelim inşallah…
Neşeniz bol olsun…
Ve bugün okuldan çıkan arkadaşlar sırayla geldiler bize.Yirminin üzerinde misafirimiz geldi.O kalabalıkta bir ara her şeyin kontrolünü kaybettim başım döndü resmen :) Ama çok eğlendik,çok güldük…Hazırladığımız her şey çok beğenildi ve hepsi bitti…Sabah hazırlık yaparken aklımda tek şey vardı;her şeyi hazırlayayım,fotoğraflarını çekeyim.Hatta ablamda defalarca hatırlattı bana.Ama o kadar yoğun,o kadar koşuşturmaca halindeydik ki fotoğraf falan gelmedi aklımıza :( Fotoğraf çekmek aklıma geldiğinde iş işten geçmişti zaten.Çok pişman oldum,o görsel zenginliği şuradan yayınlayabilmeyi ne çok isterdim :(
Çok şükür her şey istediğimiz gibiydi.Arkadaşlarımın her biri geldiler sağolsunlar.Bir çoğu bu akşam yola çıkacak olmalarına,bazılarının işi olmalasına rağmen sırf benim için çıkıp geldiler bana.Onları evimde ağırlamak benim için de büyük bir keyifti tabi…
Şimdi kalkıp küçük bir çanta hazırlayacağız ve minik bir tatile çıkacağız.Dinlenmeyi hak ettik tabiki de.Ama şimdi de ablacığımla minik valizlerimize neler sığdırabileceğiz diye yoruyoruz kendimiz :)Bu sefer ki tatil mekanımız Muğla-Akyaka olacak.Muğla’yı tercih etmemizin sebebi Ali’nin kadim dostu Yasin’in düğününün olması.Yasin Ali’nin kardeş derecesinde yakın bir arkadaşı ve bu hafta sonu evleniyor.Cumartesi akşamı Muğla’da düğüne katılacağız,düğün öncesi ve sonrasında da Akyaka’da harika bir mekanda konaklayıp yorgunluk atacağız.İnşallah bu sefer bol fotoğrafla döneceğim,İnşallah diyorum çünkü bugün bol fotoğraflı olması gerekirken fotoğrafsız bir yazı yayınlıyorum :( Neyse ben yokken fotoğraflı yazılar okuyabilesiniz diye birkaç yazı hazırlamaya çalışacağım.Bizim 8.sınıfların veda yemeğinden ve kep töreninden birkaç kare yayınlamak istiyordum ne zamandır,onları hazırlayayım bari.
Şimdi biz gidip,güzel bir dinlenip geri dönelim inşallah…
Neşeniz bol olsun…
22 Haziran 2010 Salı
YEPYENİ BAŞLANGIÇLAR
Zamanında bir hocamızın şöyle dediğini hatırlıyorum;”Her okul bir kültürdür.Her okul binasıyla,idaresiyle,öğretmenleri ile bambaşka bir kültürdür.Yepyeni okullar,yepyeni kültürler var önünüzde.Kendinizi yenileyin,sıradanlaşmayın,zamanın gerisinde kalmayın….”
Ne de güzel öğütlermiş bunlar.Gerçekten her kelimesi,her cümlesi üzerinde titizlikle düşünülmesi gereken kıymetli sözlerdi bunlar.Ve şimdi bende yine yepyeni bir okulda yepyeni bir kültürle tanışacağım.En önemlisi de yepyeni çiçekler yetiştireceğim :)
Hayatımıza dair verdiğimiz önemli “değişiklik” kararları bir çoğu gibi beni de tedirgin eder.İyi mi olur yoksa kötü mü tarzında bin türlü düşünce geçer aklımdan.Ama biliyorum ki “yenilik” iyidir çoğu zaman.
Tayinim çıktığını duyan tüm öğretmen arkadaşlarım çok şaşkın ve bir o kadar da üzgünler.Onları öyle görmekte benim içimi burkuyor :( Tek tesellimiz;uzak bir yere gitmiyorum… :)Sağolsunlar okuldan gidecek olmama üzülmelerine rağmen gözleri dolu dolu olarak her fırsatta benimle çalışmanın kendilerini ne denli mutlu ettiğini söylüyorlar.bu da beni çok mutlu ediyor.Geçen gün müdürümüz yaptığı toplantıda gözleri dolarak duyurdu benim tayinimin çıktığını ve öyle güzel sözlerle onure etti ki beni ağlamamak için kendimi zor tuttum.Ama konuşmamı yapmak için ayağa kalktığımda gözlerimin dolmasına,sesimin titremesine engel olamadım.Sözlerimin alkışlarla kesildiği bölümlerde derin nefesler alarak sürdürebildim konuşmamı.Trabzon’da yaşadığım zor veda geldi aklıma ama çok şükür ki bu sefer çok uzağa hatta hiç uzağa gitmiyorum :)
Yeni okuluma başlamadan önce burada ki son seminer dönemimizi bol sohbetli,pasta-börekli ve ev oturmalarına giderek geçiriyoruz.Her gün bir arkadaşta toplanıyoruz.Yiyip içip,eğlenerek tüm yılın yorgunluğunu birlikte atıyoruz.Cuma günü de bende toplanacağız şimdiden çok heyecanlıyım.O kadar kalabalık bir gruba neler hazırlayayım diye düşünüyorum.Aklımda bir sürü güzel şey var,bakalım nasıl olacak :)
Böyle güzel ortamları aratmasın Allah derken sevgili anne-babam da amin diyor en içten şekilde.Babam “hayırlı olsun kızım,inşallah yeni okulunda da çok başarılı ve çok mutlu olursun” diye dua ederken anneciğim “tebdil-i mekanda ferahlık vardır” diyerek içimi ferahlatıyor ve dilinden düşürmediği duasını bu kez benim için bir kez daha yineliyor; “Allah her daim iyi insanlarla karşılaştırsın…” (Amin)
p.s:Bu aralar sayfalarında ismimize yer veren sevgili dostlara kocaman teşekkürler. Sevgili ruhum bize trendy blog ödülü vermiş,Sevda ve sessiz teyyarede mimlemiş bizi.Hepinize bizden sevgiler :)
Neşeniz bol olsun…
Ne de güzel öğütlermiş bunlar.Gerçekten her kelimesi,her cümlesi üzerinde titizlikle düşünülmesi gereken kıymetli sözlerdi bunlar.Ve şimdi bende yine yepyeni bir okulda yepyeni bir kültürle tanışacağım.En önemlisi de yepyeni çiçekler yetiştireceğim :)
Hayatımıza dair verdiğimiz önemli “değişiklik” kararları bir çoğu gibi beni de tedirgin eder.İyi mi olur yoksa kötü mü tarzında bin türlü düşünce geçer aklımdan.Ama biliyorum ki “yenilik” iyidir çoğu zaman.
Tayinim çıktığını duyan tüm öğretmen arkadaşlarım çok şaşkın ve bir o kadar da üzgünler.Onları öyle görmekte benim içimi burkuyor :( Tek tesellimiz;uzak bir yere gitmiyorum… :)Sağolsunlar okuldan gidecek olmama üzülmelerine rağmen gözleri dolu dolu olarak her fırsatta benimle çalışmanın kendilerini ne denli mutlu ettiğini söylüyorlar.bu da beni çok mutlu ediyor.Geçen gün müdürümüz yaptığı toplantıda gözleri dolarak duyurdu benim tayinimin çıktığını ve öyle güzel sözlerle onure etti ki beni ağlamamak için kendimi zor tuttum.Ama konuşmamı yapmak için ayağa kalktığımda gözlerimin dolmasına,sesimin titremesine engel olamadım.Sözlerimin alkışlarla kesildiği bölümlerde derin nefesler alarak sürdürebildim konuşmamı.Trabzon’da yaşadığım zor veda geldi aklıma ama çok şükür ki bu sefer çok uzağa hatta hiç uzağa gitmiyorum :)
Yeni okuluma başlamadan önce burada ki son seminer dönemimizi bol sohbetli,pasta-börekli ve ev oturmalarına giderek geçiriyoruz.Her gün bir arkadaşta toplanıyoruz.Yiyip içip,eğlenerek tüm yılın yorgunluğunu birlikte atıyoruz.Cuma günü de bende toplanacağız şimdiden çok heyecanlıyım.O kadar kalabalık bir gruba neler hazırlayayım diye düşünüyorum.Aklımda bir sürü güzel şey var,bakalım nasıl olacak :)
Böyle güzel ortamları aratmasın Allah derken sevgili anne-babam da amin diyor en içten şekilde.Babam “hayırlı olsun kızım,inşallah yeni okulunda da çok başarılı ve çok mutlu olursun” diye dua ederken anneciğim “tebdil-i mekanda ferahlık vardır” diyerek içimi ferahlatıyor ve dilinden düşürmediği duasını bu kez benim için bir kez daha yineliyor; “Allah her daim iyi insanlarla karşılaştırsın…” (Amin)
p.s:Bu aralar sayfalarında ismimize yer veren sevgili dostlara kocaman teşekkürler. Sevgili ruhum bize trendy blog ödülü vermiş,Sevda ve sessiz teyyarede mimlemiş bizi.Hepinize bizden sevgiler :)
Neşeniz bol olsun…
21 Haziran 2010 Pazartesi
BUGÜN
Harika bir hafta sonunun ardından yine hafta başı…
İzmir’in sıcakları iyice bunaltınca her zamanki gibi haftasonu Çandarlı’ya kaçtık.Bu sene okul öylesine yoğundu ki şu küçücük kaçamaklar bile “oh be” dedirtiyor insana.Neyse ki Cuma günü karneleri dağıtıp derin bir nefes aldık.Geçtiğimiz Cuma, benim sınıfım için epeyi gözyaşılı bir Cuma oldu.Her birinin karnesine özenle yazdım onları ne çok sevdiğimi,çoğunun da karnesine belgelerini iliştirerek büyük bir heyecanla dağıttım karnelerini.Sıra dilek ve temenniler bölümü ile dersi bitirmeye gelince konuşabilmek zor oldu benim için.Ama bir çırpıda söyleyiverdim tayinimin çıktığını…sonrası benim kocaman 7-E sınıfımın gözyaşları ve “nasıl ya?”, “ama neden öğretmenim”, “gitmeyin nolur” vs. vs. diye bitmeyen soruları…Neyseki plan programımızı yapıverdik,bol bol görüşeceğiz daha..
Haftasonu iki gün boyunca Çandarlı’da iyice dinlendik. En önemlisi de Çandarlı’nın serin rüzgarı sayesinde bebekler gibi uyuyabildik :) Ben elimde kitabım hafif hafif esen rüzgarın ve yemyeşil bahçenin tadını çıkarırken Ali çim biçme makinesiyle tüm bahçede koşturup durdu.Biçilen çimlerin mis kokusu eşliğinde bahçeden minik çilekler topladık hatta bir kucak dolusu semiz otu toplayıp kocaman bir kasede salata yaptık :) Bu arada taaaa bir zamanlar söz verdiğim yazlığın mobilyalarını bu sefer kesinlikle fotoğrafladım sizler için.En kısa zamanda yayınlayacağım ve biraz da odamızın dekorasyonu konusunda yaptıklarımızı sizinle paylaşıp fikrinizi alacağım.
Güzel bir haftasonunun ardından bu hafta da günler öncesinden gezme-tozma planları ile doldurulmuş yoğun bir hafta olacak.Bu akşamdan başlıyoruz gezmelerimize.Ee o zaman bize iyi gezmeler :)
Neşeniz bol olsun…
İzmir’in sıcakları iyice bunaltınca her zamanki gibi haftasonu Çandarlı’ya kaçtık.Bu sene okul öylesine yoğundu ki şu küçücük kaçamaklar bile “oh be” dedirtiyor insana.Neyse ki Cuma günü karneleri dağıtıp derin bir nefes aldık.Geçtiğimiz Cuma, benim sınıfım için epeyi gözyaşılı bir Cuma oldu.Her birinin karnesine özenle yazdım onları ne çok sevdiğimi,çoğunun da karnesine belgelerini iliştirerek büyük bir heyecanla dağıttım karnelerini.Sıra dilek ve temenniler bölümü ile dersi bitirmeye gelince konuşabilmek zor oldu benim için.Ama bir çırpıda söyleyiverdim tayinimin çıktığını…sonrası benim kocaman 7-E sınıfımın gözyaşları ve “nasıl ya?”, “ama neden öğretmenim”, “gitmeyin nolur” vs. vs. diye bitmeyen soruları…Neyseki plan programımızı yapıverdik,bol bol görüşeceğiz daha..
Haftasonu iki gün boyunca Çandarlı’da iyice dinlendik. En önemlisi de Çandarlı’nın serin rüzgarı sayesinde bebekler gibi uyuyabildik :) Ben elimde kitabım hafif hafif esen rüzgarın ve yemyeşil bahçenin tadını çıkarırken Ali çim biçme makinesiyle tüm bahçede koşturup durdu.Biçilen çimlerin mis kokusu eşliğinde bahçeden minik çilekler topladık hatta bir kucak dolusu semiz otu toplayıp kocaman bir kasede salata yaptık :) Bu arada taaaa bir zamanlar söz verdiğim yazlığın mobilyalarını bu sefer kesinlikle fotoğrafladım sizler için.En kısa zamanda yayınlayacağım ve biraz da odamızın dekorasyonu konusunda yaptıklarımızı sizinle paylaşıp fikrinizi alacağım.
Güzel bir haftasonunun ardından bu hafta da günler öncesinden gezme-tozma planları ile doldurulmuş yoğun bir hafta olacak.Bu akşamdan başlıyoruz gezmelerimize.Ee o zaman bize iyi gezmeler :)
Neşeniz bol olsun…
17 Haziran 2010 Perşembe
MUTLU KANDİLLER
Yine güzel bir kandil gecesi…
Duaya açılan ellerimiz,dua dua yalvaran yüreklerimiz…
Bu özel geceye bu seferde ulaştırana şükürler olsun,dualarınız kabul olsun…
Bir eğitim yılı daha sona eriyor,benim çiçekler heyecanla karnelerini bekliyor ve yarın karne telaşıyla mutlu bir gün olacak.Ama benim onlara vereceğim haberle hepimiz için az-biraz buruk bir gün olacak.Lütfen dualarınızda bizleri de unutmayın.
Mutlu kandiller…
Neşeniz bol olsun...
Duaya açılan ellerimiz,dua dua yalvaran yüreklerimiz…
Bu özel geceye bu seferde ulaştırana şükürler olsun,dualarınız kabul olsun…
****
Sınavlar,kep töreni,veda yemeği,yıl sonu eğlencelerimiz derken nihayet yarın karne günü…Bir eğitim yılı daha sona eriyor,benim çiçekler heyecanla karnelerini bekliyor ve yarın karne telaşıyla mutlu bir gün olacak.Ama benim onlara vereceğim haberle hepimiz için az-biraz buruk bir gün olacak.Lütfen dualarınızda bizleri de unutmayın.
Mutlu kandiller…
Neşeniz bol olsun...
14 Haziran 2010 Pazartesi
1 Dİ 2 OLDU :)
Daha önce şurada sizlere çiçeğimiz ölüyor diye dert yanmıştım hatırlarsanız.Ve o yazımın ardından sağolsun bir arkadaşın yardımı ile çiçeğimizin ölmediğini öğrenip rahatlamıştım.Öğrendiğime göre guzmania çiçeğinin bu zamanlarda ortasındaki kırmızı yaprakların sararıp solması normalmiş.Bizimde kırmızı yapraklar sararıp kuruyunca korkmuştum ben ama önemli değilmiş.Zaten yeşil yaprakları hala çok güzel ve canlı.Guzmaniamız ölüyor diye boşuna üzülmüşüm,çiçeğimiz ölmedi aksine doğurdu :))
Günler öncesinden bizim büyüyen çiçeğimizin kökünden bir yavru daha boy vermeye başlamıştı.Ben önceleri onun ne olduğunu anlayamamıştım ama arada bir onu sevip muhabbet ediyordum o yavrucakla.Sonradan bir baktık ki o da büyüdü minik bir guzmania oluverdi.Biz de dün onu büyük çiçeğin yanından alıp kendisi gibi minik bir saksıya diktik.İki tane çiçeğimiz oldu böylece inşallah bu da büyür bunun da bir yavrusu olur :)))
Neşeniz bol olsun…
Günler öncesinden bizim büyüyen çiçeğimizin kökünden bir yavru daha boy vermeye başlamıştı.Ben önceleri onun ne olduğunu anlayamamıştım ama arada bir onu sevip muhabbet ediyordum o yavrucakla.Sonradan bir baktık ki o da büyüdü minik bir guzmania oluverdi.Biz de dün onu büyük çiçeğin yanından alıp kendisi gibi minik bir saksıya diktik.İki tane çiçeğimiz oldu böylece inşallah bu da büyür bunun da bir yavrusu olur :)))
Neşeniz bol olsun…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
SELANİK
İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...
-
Önümüzde 15 günlük uzun bir seyahat var. İki çocukluyuz ve sabit bir planımız yok.Hal böyle olunca uzun bir yol hazırlığı gerekiyor bize. Ön...
-
İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...
-
Canım anneciğimin nereden aklına geldiyse kalkmış bize poşetlik örmüş.Çokta güzel yapmış,mutfağım daha bir renklendi sayesinde.Benim mutfağı...