30 Aralık 2011 Cuma

GELİP-GEÇEN YILLAR


Eskiden beri her gelen yeni yıla çok anlam yükleyenlerden olmadım.31 Aralıktan 1 Ocağa geçişte öyle aman aman heyecanlar yaşayıp,hayatı değişenlerden değilim.Önce öğrencilik sonra da öğretmenlik derken benim yeni yılım hep “yeni eğitim-öğretim yılı”nın başlamasıyla oldu.İster istemez tüm planlarım,tüm hazırlıklarım o güne dair oldu :) Benim için okulların kapanmasıyla yıl biter,okulların açılmasıyla yeni bir yıl başlar :) İşte bu yüzden gelen yıl için yapılanlar,söylenenler pek bi mana barındırmıyor bende.
İlla gelip-geçen yıllara dair bir şeyler yazacaksam önce bir geçmiş yılın muhasebesini yaparım içimde.Gelen yıla dair kocaman kocaman dualar yükselir yüreğimden.Şimdi en büyük duam da Rabbim den bize sunulan o mucizevi hediyeye sağlıkla kavuşmak,o hediyenin hakkını vererek  yaşamak…daha ne isteyeyim ki…

Tanıştığımızdan beri her yeni yıl ajandamı sevdicek getirir bana.Bu yıl da gelenek bozulmadı yine çok güzel bir ajanda,bir defter,2 kalem ve şık bir takvimim oldu sayesinde :) Kalemliğimdeki yüzlerce kalemin yanına ekledim bu güzel kalemleri de.Abartmıyorum koca bir kutuya sığdırmaya çalışıyorum kalemlerimi :) Ve bir ajanda manyağı olarak bir diğerini bitiremeden yeni bir ajandamın olmasının mutluluğunu yaşıyorum :)

Neşeniz bol olsun…

29 Aralık 2011 Perşembe

BUGÜN

 “Artık izindeyim,evdeyim oohh daha çok okur daha çok yazarım” diyordum ama olmadı bir türlü.Her yeni gün birbirinden yoğun,heyecan dolu ve güzel geçiyor çok şükür.Bu kısacık günler de - benim iyiden iyiye ağır hareket etmemden kaynaklı-  sanırım pek çabuk bitiyor :) İki kişilik son günlerimizi eş-dostla geçiriryoruz.Bu hafta sonu da eş-dost bizde toplanacağız.Gelecek arkadaşlarımdan ikisi  benimle aynı durumda oldukları için birbirimizi iyi anlıyor,karnı burnunda  günlerimizi değerlendiriyoruz birlikte :)
Ali’nin,annelerin ve çevremdeki herkesin “kendini çok yorma” uyarıları sonucu evde bir çöp dahi kaldırmıyorum.Ama bu gün biraz ortalığa el atayım dedim.Sonrada dün akşam alelacele yaptığımız enfes ve bir o kadar da pratik tiramisu ile ödüllendirdim kendimi :)

Neşeniz bol olsun...

26 Aralık 2011 Pazartesi

SEPETLERİMİZ


Geçen haftaki yazımdan sonra bebikin şifonyeri  üzerindeki  sepetler hakkında çokca soru aldım.Hemen cevaplayayım istedim ama bugüne kısmet oldu.Sepetler  için keşke “ el emeği,göz nuru“ diyebilseydim ama maalesef  :) Büyük ayıcıklı sepet English Home’dan.Küçük beyaz-hasır sepet chakra dan.Aslında bunlar boy boy.Bu beyaz sepetin iki boyu daha var yani 3 lü.Ama ben hep aynı sepetten olmasın diye en küçüğünü seçtim.Ve içine bebikin tarak-fırça ve termometrelerini koydum.Gelelim en çok merak edilen arabalı sepetlere.O sepetlerden mavi çiçekli olan tahmin edileceği üzere benim.Diğeri ise ablamın.Bu küçük sepetleri geçen hafta bebek şekerlerimizi teslim almak için gittiğimiz Kemeraltı’nda minik bir dükkanda gördük tesadüfen.Tanesi 5 liradan satılıyordu ve çabucak tükeniverdi :) işte o sepetlerden ikisini de ben kaptım,yeğenlerim ve bizim bebik için :)



Sepetlerin hikayesi işte böyle...
Neşeniz bol olsun...

23 Aralık 2011 Cuma

KARMAŞIK


“Sanırım artık izne çıkma vaktim geldi demiştim dimi?”  :) Dün son sınavlarımı da bitirdim.Sınavlar da bitince okulda ne işim var benim diye düşündüm ve bugün evde yatışa geçtim.Haftaya da yatar mıyım yoksa 3 güncük daha okula gider miyim bilemiyorum.

Artık son zamanların garip karmaşası –korku,heyecan,merak- beni hepten sarmış vaziyette.Psikolojik olarak  daha da karışmamak adına son zamanlarda aklımıza estikçe çıkıyoruz dışarıya.Ha artık eskisi kadar enerjik değilim,eskisi kadar ayakta duramıyorum,her fırsatta bi köşe bulup oturup dinleniyorum :)Mesela dün akşam yemek için dışarıya çıkınca bir de sinema faslı yapalım dedik orada bile yoruldum :) Bu akşam ise arkadaş gecesi,arkadaşlarda ev oturmasında olacağız.Arkadaşım da bir bebek bekliyor, nasipse bizden 2 hafta önce kavuşacaklar bebeklerine.Bebikler gelmeden son kez bir buluşalım dedik:)

Tüm okuyanlara güzel bir hafta sonu dileyerek bu tatlı kediciğin fotoğrafı ile başbaşa bırakayım sizleri…
(photographed by Ali)

Neşeniz bol olsun…

21 Aralık 2011 Çarşamba

BEKLERKEN


Son zamanlarda okul dışında tüm vaktimi minik ama tatlı uğraşlarla geçiriyorum.Yalnız şu son üç günde farkettim ki haftada 3 gün de olsa artık okul ve öğrenciler beni ciddi anlamda zorluyor.Mesela tüm derslerimin 3. Katta olduğu pazartesi günü tenefüslerde aşağıya öğretmenler odamıza inmeye zorlandığımı farkettim.Resmen aşağıya inmeye üşendim,indiğimde de nefes nefese kaldım :) Anlaşılan o ki artık benim izin vaktim gelmiş.Ve haftaya artık iznimi alıp tamamen dinlenmeye çekileyim diyorum,kısmet…



Bu hafta pazartesinin yorgunluğunu dün kolumu dahi kaldırmayarak,kitap okuyarak hatta yatıp yuvarlanarak attım :) Bu gün çok daha dinç ve dinamik bi haldeyim çok şükür.Dün yatıp yuvarlanmış olabilirim ama geçtiğimiz haftasonu ciddi anlamda hamarattım.Bir sürü iş bitirdim.Bebikin beyazlarını önceden yıkayıp ütülemiştim,haftasonu da renklileri hallettim.Dura dinlene ütüledim o minicik şeyleri.Hayatımda bu kadar sabırla ve bu kadar sevgiyle yaptığım başka bir iş daha yoktur sanırım.Ben ütü ve yerleştirme işini yaparken sevdicek ara ara video-fotoğraf çekimi yaptı ki ilerde izleyip kıymetimizi anlayacakmış bizim ufaklık :)Ben ütü yaparken Ali de şifonyerini kurdu bebikin.Tabi o bu zorlu işi yaparken ütüye ara verip ben de onu fotoğrafladım ki ilerde belgelerle konuşalım :)Ütü ve eşyaların kurulum işi bitince alınan her şeyi paketinden çıkarıp özenle yerlerine  yerleştirdik. Sonra da dönüp dönüp baktık,baktık sevdik hepsini,hala da gidip gidip bakıyorum.İnşallah miniğimiz odasında sağlıklı ve huzurlu günler geçirir.



Aslında daha çok fotoğraf var ama hepsini yayınlayamıyorum.Her şeyi hazır çok şükür.Çevreden gelen “aman çok alma,giymiyor,kullanmıyor,işe yaramıyor” uyarılarını çok dikkate alamadım ben :) özellikle de kıyafet konusunda.Nerde güzel bir şey görsem aldım,çok abartmadım ama beğendiğim bir çok şeyi de almamazlık etmedim.Onları yıkayıp ütülerken de her defasında da “iyi ki almışız çoook ciciii” deyip,sevip durudum :) Sağlıkla giydiği günleri de görürüz inşallah….
Neşeniz bol olsun…

19 Aralık 2011 Pazartesi

ESERİME BİR BAKIN :)

Sevgili Zeynep'in yarışması için sıcacık çayımı fotoğrafladım.Beğenilerinize...oylarınızı bekliyorum ona göre :)


Fotoğrafım için buyurun tık tık...


Zeynep'in evi ne de uğrayın derim...


Neşeniz bol olsun...

13 Aralık 2011 Salı

YİNE NEŞELENDİ AYAKLARIM :)

Buraya soğuk kış günlerinde üşüyen ayacıklarım için yazdığım kaçıncı yazı bu bilemiyorum :) Bu kışta rengarenk çorap-patik koleksiyonuma yenilerini ekledim.Ve ısındıkça mutlu oldum elbet :)İlk iki patik Penti den.Görür görmez  tam benim ayaklarıma göre diye kaptım.Mavili patiği kendime, krem-pempeliyi ise ablam için aldım.Ve kesinlikle ablama aldığım patiği daha çok beğendim :) Son fotoğraftaki  ev botum ise Twiggy den,Ali’nin hediyesi.Bu botlarım bana geldiğinden beri acayip bi aşk yaşıyoruz,çok rahat,yumuşacık,şık ve sıcacıklar…



Neşeniz bol olsun....

6 Aralık 2011 Salı

EHL-İ kEYFSEL DÖNÜŞÜMLERİM :)


Bu gün İzmir’e doyum olmaz,dışarıda yumuşacık bir kış havası var.Tam “çık-gez-dolaş hatta git cici dükkanlardan minik bir şeyler al” havası var.O nasıl bir hava öyle diye kafa yormayın böyle bir hava işte :) Ama bu ılık aralık gününde ben evdeyim ,tüm odaların camlarını ardına kadar açtım evi havalandırıyorum ve ufak tefek  uğraşlarla vakit geçiriyorum.Kendimi yormadan,uykuya,dinlenmeye doyaraktan uğraşıp duruyorum işte.Her yeni annenin yegane öğüdü olan “bu zamanlarının kıymetini bil,bol bol uyu,dinlen”  sözü gereği pek bi ehl-i keyfim :) Allah keyfimizi daim etsin hatta 7 hafta sonra da  İNŞALLAH :)
Sayfamızı sıkça ziyaret edenler,eş-dost herkes benden ,bebikten ve yapılan hazırlıklardan haber istiyorlar.Fotoğraf soruyorlar.Sağolun varolun hepiniz.Bir ara özet geçeceğim ama ne zaman ben de bilemiyorum.Onun için yazdığımız sadece üçümüze ait cici bir defterimiz olduğundan sanırım buraya tekrar yazmak bana zor geliyor :)  

soranlara buradan hemen kısa bir değerlendirme yapayım;
.halimiz vaktimiz yerinde,hayatımızın en özel,en mutlu günleri bunlar,iyiyiz,sağlıklıyız ve tatlı bir koşturmaca içindeyiz.
.33. haftadayız, ilk günden bu yana  6-6,5 kilo almış durumdayım.Onun kilosu da gayet normal hatta yarın tekrar bi kontrolümüz var,heyecanlıyız.
.Fazla kilom olmadığı için kıyafet sorunum hiç ama hiç yok, adım arkadaşlar arasında “süslü anne”ye çıkmış olsa da bundan şikayetçi değilim :) Hatta öğrencilerimin kendilerini tutamayıp “ay hocam çok tatlı oldunuz siz,nolur bi kere öpebilir miyim sizi” sözleri  bana pek iyi gelmekte :)
.Bebikin birkaç ufak eşyası dışında her şeyi hazır,şirin mi şirin bir odası oldu.Girip girip bakıyor,minik eşyalarını sevip duruyoruz.
.İlk günden bu yana onun için eğlenceli güzel bir albüm hazırlıyoruz.Fırsat bulduğumuz her an fotoğraf ve video çekimleri ile geleceğe anılar biriktiriyoruz.Çekimlerimizin son hali çok çok keyifli :)
.Bebik 11.haftadan beri çok ama çok hareketli.Hiç hız kesmedi maşallah :) İnşallah sonuna kadar problemsiz,sağlıklı,güzel günler yaşarız ve sonrasında da tabi…
.Son iki gündür uykularım sık bölünür oldu.Nasıl ,ne yana yatacağımı bilemez oldum,Kalça ve kasık ağrılarım çıktı ortaya.Hadi hayırlısı :)
.Hastane çantam hala tam olarak hazır değil,neyi bekliyorum bilmiyorum.Ama hani her şey hazır olursa  “akşamına hastaneye gitcem sanki” korkusundan tam hazırlayamıyorum galiba :)
.Daha önceleri bir çok arkadaşımın da bu dönemler de bebek beklediğinden bahsetmiştim.Bir tanesinin
prensi geldi dünyaya.Ve bebişiyle ilk günlerin zorluğunu atlatmaya çalışıyor.Onları öyle gördükçe hiç  doğurmayıp,hep böyle karnımda mı taşısam acaba diye düşünmeye başladım.Nasıl olsa böyle benimle her gittiğim yere geliyor,ağlaması,uykusuzluğu,gazı vs yok. Duyduklarımdan nasıl etkilendiysem artık  daha bebikli günleri yaşamadan neler düşünmeye başladım :( Neyse yeni anneler desteklerinizi bekliyorum zira ben böyle olumsuzlukları düşündükçe bu gidişle bir ömür boyu koca göbüşümle yaşayıp bizim miniği içerde saklıcam :)
Daha yazacağım şey çok ama fazla uzattım,yeter.Kalanını da sonraya saklayayım.

Neşeniz bol olsun...

29 Kasım 2011 Salı

DİNLE(N) NEYDEN


Bu isli puslu İzmir gününde evde olup, yapılacak işleri bitirip bilgisayar başına geçince içli bir ney sesi ile rahatlayayım istedim. Ney…dinlemeye doyulmuyor ki … O rahatlatıcı sesi dinlerken gözüme benim gitarım ve onun yanında duran Ali nin ney i takılınca kalktım birkaç kare fotoğraf çektim. Zaten son zamanlarda kendilerini yeterince ihmal ettik.Belki bi kaç fotoğrafla gönül alırız :)

Neşeniz bol olsun...

25 Kasım 2011 Cuma


Her 24 Kasım da yazardım bu sefer  atladım yoğunluktan.Neyse ben de bugün yazarım :) Meslek hayatımda  henüz  sayılı 24 Kasım kutlamış olsam da şimdiye kadar ki en sönük soluk Öğretmenler günümdü dünkü.Buna rağmen yine yoğundu.Soğuk havada yapılan tören,atanamayan binlerce meslektaşım,yakın zamanda hayatını kaybeden onlarca genç öğretmen ve daha nicesi varken soğuk,silik bir gün olur tabi 24 Kasım :(
Neyse her şeye rağmen ben bu yıl da geleneği bozmayarak  24 Kasım çiçeklerimin fotoğraflarını yayınlayayım…

Neşeniz bol olsun…

22 Kasım 2011 Salı

CANON 50mm lens


Ne zamandır aklımızda 18-55 mm den  başka bir lens almak vardı.(Blogumuzdaki hemen hemen tüm fotoğraflarda 18-55 mm lens kullanılmıştır.)Ama hep erteledik,araya başka şeyler girdi hatta 18-55 le istediğim tüm kareleri zaten yakalıyorum derken bi türlü yeni bi lense geçiş yapamamıştık.Ama  uzun zamandır bebik için hazırladığımız albüm için daha net daha çarpıcı kareler istediğimizi fark edince yeni lens arayışlarına başladık.Bir de bebik geldikten sonra çekimlerimizin daha da artacağı düşünülürse güzel portre çekimleri yapabileceğimiz bir lens farz dedik.Seçtiğimiz lens, kimilerinin  “her fotoğrafçının çeyizinde bulunması gereken bir lens” dediği  50mm.Elbet gönül çok daha farklı lenslerden yana ama bu lens uzun zamandır aklımızdaydı hem fiyatı da şuan ki bütçemiz için oldukça uygun olunca bu işimizi görür dedik ve aldık:) Yeni lensimizi henüz gönlümüzce deneme fırsatımız olmasa da çektiğimiz ilk kareler oldukça tatmin edici (şimdilik),renk keskinliği ve alan derinliği harika.Bu hafta sonu çok daha fazla fotoğraf çekeceğiz inşallah.Bizdeki yeniliğin,değişimin dondurulmasında  bize çok yardımı olacak bu lens :) O zaman lensi daha çok deneyip daha iyi yorumlayabileceğim inşallah….


Neşeniz bol olsun...

21 Kasım 2011 Pazartesi

ANNEMİN ELİ DEĞSİN!


Artık ne zaman dışarıya çıkıp uzun zaman eve dönmesek evimi daha çok özlemiş oluyorum.En son cumartesi günü akşam yemeği de dahil tüm gün dışarıda olmak zorunda kalınca Pazar günü için evden dışarıya adım atmayacağım konusunda  kendime söz verdim.Dün sabah uyandığımda anladım ki zaten istesem de dışarıya çıkacak hal yok bende.Ciddi ciddi üşütmüşüm ve dünden beri yatıyorum :( Bu sabah itibariyle doktorumuza  göründük,raporumuzu aldık ve yeniden yatışa geçtik.Ali sabah benimle kaldı ama öğleden sonra işe gitti ve hem hasta hem yalnız olunca yine ve daha çok özledim annemi :(Oysa  anneciğimin gelmesine daha günler var yani daha çoook özleyeceğim onu çok.bi an önce gelsin,bebik gelmeden önce evimdeki her şeye değsin eli.Evim ışıldasın,aydınlansın daha bi huzur dolsun :)
Annemin mutfağından,anne eli değmiş müthiş bir tat...offf anne özlenmez mi yaa!

Neşeniz bol olsun...

16 Kasım 2011 Çarşamba

ENERJİ


Bu aralar bize bol enerji lazım.Gerçi bebik in maşallahı var kıpır kıpır  ama ben çok çabuk yorulup nefes nefese kalır oldum.Dün 8.dr.umuza göründük :) (Dr.larmızı şurada az buçuk anlatmıştım:)) ve onu daha net gördük,hakkında güzel haberler aldık,mutluluğumuz ikiye katlandı.Hele bir de tam yüzünü incelerken bize gülümsemesin mi  Allah ım ya o an ki hislerimi anlatacak sözcük yok :) Hala aklıma geldikçe gülüp duruyorum :) Ha ne diyordum bol enerji lazım bana o yüzden fotoğraflarda görüldüğü üzere muz,nar ve bal üçlüsünden nefis bir karışım uydurdum.en alta nar taneleri,onun üstüne muz dilimleri ve son olarakta az biraz bal gezdirdim.Yanında da bir bardak süt.Güzel oldu :)



Neşeniz bol olsun…

15 Kasım 2011 Salı

TATLI TELAŞLAR


Herkesin dediğini  ben de söylemeden geçemeyeceğim.Onu beklemenin en güzel yanı onun için yapılan hazırlıklar,alışverişler :) Son günlerim işte bu yüzden pek bi tatlı telaş içersinde geçmekte.Hiç bir şeyi son dakikaya bırakmayayım diye elimden geleni yapıyorum ama hala ufak tefek eksikler var.En son dün akşam kapı süslerinin çirkinliği hakkındaki serzenişlerime twitterdan ses veren sevgili Tüten sayesinde sade ve zarif bişeyler bulabildim :) Aslında bebik için attığımız her adımı,aldığımız her minik parçayı buradan sizlerle de paylaşabilmeyi istiyorum çoğu zaman.Ama blog atmosferinin nazarından çekiniyorum :) Neyse bu güneşli ama serin İzmir gününün tadını sıcak çayım ve üzümlü-cevizli kekimle çıkarmaya devam edeyim ben…

Neşeniz bol olsun...

1 Kasım 2011 Salı

EVİM -BENİM- BEBEĞİM


Yaşanan acılar,verilen kayıplar unutulmadı,unutulmayacak elbet.Yine ateş düştüğü yeri yakacak,yüreklere çöreklenen acı için eller semaya defalarca açılacak…başka ne gelir ki elden  :(
                                           *                 *                             *                             *
Elimi,kolumu dahi kaldırmak istemediğim ama sırf bebikimin huzuru için zoraki de olsa gülümsemeye  çalıştığım,kendimi  yeni uğraşlara verdiğim,aklımı meşgul ettiğim günlerdendi geçen Cuma.Hani bu bedende yalnız olmadığının bilincinde iken insan yediğinden,içtiğinden hatta daha ziyade düşündüğü,hissettiği  her şeyden kat be kat etkilenen bir canın varlığından haberdar olunca gelişi-güzel yaşamayı ar sayıyor.Hele bir de son iki aydır bizim ki tam bir küçük jimnastikçi  misali yaşarken içimde, son günlerde yaşanan acılarla burkulan yüreğimden geçenleri  hissetmişçesine durgunlaşınca içimden bir şeyler koptu sanki.Canlanmak,toparlanmak için elimden geleni yaptım,sağolsunlar başta eşim olmak üzere çevremdekilerin desteğinin büyük faydası oldu.Mesela sezonun ilk tiyatro oyununu izledik Konak sahnesinde, bazı akşamlar -kendimi zorlayıp-güzel mekanlara tatlı yemeye gittik,arkadaşların davetlerine icabet edip akşamları ev oturmalarına gittik vs işte.Geçen Cuma da işten erken gelen eşimle akşama kadar onlarca plan yapıp bozduk.Bir türlü canım istemedi bir şeyler yapmak.Ama akşamın ilk demlerinde ani bir kararla düştük yollara ve yazlığa gittik.İyi ki de gitmişiz,bebike de bize de yepyeni bir enerji geldi,Çandarlı nın güzel havasının coşkusu doldu içimize :)

 Malum cumartesileri balık günümüz.Çandarlı da balık yemenin keyfi de bir başka.Taze taze,lezzetli ve çeşitli deniz balıkları...Balık soframız için alış verişe çıktığımızda markette benim elim daha önceleri hiiiçç dikkatimi çekmeyen "bebeğim" dergisine giderken eşim bir "evim" dergisi kaptı.Bu arada sevgili eşimin son günlerdeki -arabalardan sonraki- en büyük merakı ev mimarisi ve ev dekorasyonu.Aklında gelecek yaza bebike ve bana hayalimizdeki evi yapmak var.Bu konudan zamanı gelince uzun uzun bahsederim.Şimdilik hayırlısı,kısmet diyelim :)Dergilerimizi balkonda pırıl pırıl güneş altında okurken yanında bir Türk kahvesi iyi gider dedim.İçtiğim kahve sayısı yılda üçü geçmez ama buna rağmen pişirdiğim kahveler çok rağbet görür nedense :)
Kasım ayı umut dolu,tatlı tatlı geçsin inşallah...

Neşeniz bol olsun..

19 Ekim 2011 Çarşamba

VESVESE


İlk zamanlar soranlara “sanırım ben çok hastayım” diyor durumu bi türlü anlayamıyordum. Şimdilerde ise bir karpuzu tümden yutmuşum gibi dolaşıp etrafa gülücükler saçıyorum.Daha önce de dediğim gibi şiştikçe pişiyorum ve ucundan kıyısından da olsa  anlamaya başlıyorum (sanırım) :)
Normalde pinpirikli biriyimdir zaten.Ama hal böyle olunca –bir miniği içinde büyütmeye başlayınca-ciddi vesveselere kapılır oldum,hem de çoğu zaman durduk yerde :( Huyumu bilen eşimle aldığımız ilk karar;öncelikle güvenip kaliteli bir iletişim kurabileceğimiz bir doktor,doktorumuz haricinde merak ettiklerimizi anında öğrenebileceğimiz bir-iki kaynak…Doktor olayına geleceğim birazdan ama kaynak meselesini kökten çözdük, önce fotoğrafta görülen kitabı seçtik okumak için.İyi de oldu başka bi kitap almadık,yetti bize bu kitap.O geçmek bilmeyen ilk üç ay boyunca ara ara bu kitabı okudum. Ardından düzenli olarak,hafta hafta gebelik.org adresini takip ettik,hala da takipteyiz.Başta aldığımız karara bağlı kalarak başka hiç bi kaynağa göz atmadım,gerekte duymadım zaten.Ama doktor olayına gelince bizim işler yılan hikayesine  döndü resmen.Gayet güvendiğim çok ta sevdiğim bir doktor ile başladık.Her şey harika iken doktorumuz temelli olarak yurtdışına gitmek zorunda olduğunu söyledi.Bizi emanet ettiği arkadaşından ben memnun kalmadım.Ardından yeniden doktor arayışları derken memlekete ailemin yanına gittim (yaz tatilinde) ve yaklaşık iki ay kadar orada kaldım.Oradaki iki kontrolümde iki ayrı doktorda oldu.Buraya döner dönmez yeni ve çok iyi bir doktora başladık derken bu doktorcuğumu da tam gün yasası vurdu.Muayenehanesini kapatmak zorunda kaldı.En son geçen hafta 7. ve son doktorumuza gittik,her şey yolunda çok şükür.Ve bu dr. son olur inşallah :) …Bu kısacık zaman zarfında o kadar çok doktor görmenin bi çok faydası oldu aslında.Her birinden bambaşka şeyler öğrendim.Aynı zamanda temelde aynı olsa da bir çok konuda birbirinden zıt fikirlerle karşılaşmak çok can sıkıcıydı.Birinin ye dediğine diğeri yeme,birinin iç dediği ilaca diğeri içme diyor.E haliyle ben deli oluyorum,gel de olma işte :) Bir de her ne kadar olumsuz söylemlerden uzak durmaya çalışsam da her fırsatta kulağıma çalınan o zararlı bu zararlı sözleri.Cep telefonu,bilgisayar,lcd,damacana su,hazır yoğurt ve daha aklıma gelmeyen onlarca şey…Zaten uzun zamandır tv özellikle de haber programı izlemiyorum.Ama gerçeklerden,olan biten her şeyden kaçabiliyor muyum?HAYIR!!! ve bu gün yine yüreğim acıyor  :(

Ara ara gelip -özellikle de şu son günlerin kasvetinde- beynimi kemiren vesveselerin gayet normal olduğunu şu blog dünyasının tatlı yeni annelerinden öğrendim. O zaman dedim ki “sorun ben de değil ve yalnız değilim”.Beni anlayan birilerinin var olduğunu bilmek güzel…hepinize can-ı gönülden teşekkürler…

Neşeniz bol olsun…

14 Ekim 2011 Cuma

BEBİK İN GANİMETLERİ :)



Dün akşam taze babanne ve dede ellerinde kocaman bir paketle çıkageldiler.Paketi bi açtık zaten bizim pazar yeri gibi olan bebik köşesi hepten şenlendi :) Kayınvalidem yazlıkta boş durmamış yine.Önceden benim için ördüğü şalların,çorapların,süveter ve yeleklerin yerini minicik ciciler almış.Paketten üç adet minik süveter  üç tanede yelek çıktı.(hepsinin fotoğrafını birden yayınlayıp baymayayım sizleri,diğerleri sonraya)Hatta bunların devamı gelecekmiş,ama şimdilerde battaniye örmeye başlamış.Aynı şekilde hummalı bi çalışma benim annemde de var.İnşallah sağlıkla giydiği günleri de görürüz.


Geçen haftasonu da dahil olmak üzere bu hafta neredeyse her gün bebek mağazası dolaştık.Evet belki henüz erken ama elimde değil,canım oralardan başka bi yere gitmek istemiyor.Ahh hormonlar :)En çokta e-bebek ve hello baby de vakit geçirdik sanırım.O kadar çok e bebek e gitmişken,gidipte acayip bi kampanaya denk gelmişken bebek arabası işini de halettik.Sağolsunlar peşimizden eve gönderdiler arabayı iki koca paket halinde bekliyor bebek odasının bi köşesinde.Hatta  bizim bunca erkenci davrandığımızı gören babanne ve dede de “park yatağını da biz alalım” dediler.Onun için dün bir daha gittik mağazaya yine süper bi kampayadan geçe hafta seçtiğimiz park yatağı kaptık geldik :)(Onu fotoğraflamadım,çünkü hala paketinde,açıp kurunca fotoğraflarım)…
Ben daha fazla ağırlaşmadan, sonbaharın bu güzel günleri geçip gitmeden haftasonu buralardan kaçalım diyoruz.Şimdi kalkıp biraz yol hazırlığı yapayım.Güzel bir haftasonu olsun inşallah…

Neşeniz bol olsun…

7 Ekim 2011 Cuma

ALİ ŞEFİN SIRRI :)


Yaklaşık bir ay önce yeni bir cafe-restaurat  keşfettik.Zengin ve lezzetli bir menüsü var mekanın.Oraya ilk gittiğimizde Ali çin usulü tavuk yemiş,ben de adını hatırlayamadığım harika soslu bir salata yemiştim.Çin usulü tavuğun lezzetine bayılmış,içinde neler var diye uzun uzun incelemiştik :)Ali o gün bu gündür evde ben de deneyeceğim diyordu.Geçen gün malzemeleri aldık, kolları sıvadık denedik çin usulü tavuğu.Ben normalde tavuk sevmem hele bu dönemimde iyice uzak durur oldum. Ama bu yemekte soya sosu ile bir sürü sebze bir arada olunca lezzetine doyamadım… “Bu hafta sonu farklı bir lezzet denemek istiyorum” diyenlere tavsiye edilir :) Yalnız ben buradan tarif yazamayacağım hem yazmayayım da bu da bizim şefin sırrı olsun :) şaka bi yana siz google amcaya sorun o sizi yönlendirir :)



Neşeniz bol olsun...

5 Ekim 2011 Çarşamba

BENİM OLUR DA ONUN OLMAZ MI? :)


Benim puantiyelilerim beni bir gün gülümsetiyorsa onun minicik cicileri beni her gün,her saat güldürüyor…O yumuşacık kıyafetlere dokunmaya doyamıyor,rengarenk patiklerini avuçlarıma aldıkça sevinçle doluyorum :)
Birer ikişer derken evde ciddi bir yer kaplayacak bu minnak ciciler.Ama odasını hazırlamak için henüz erken.Şimdilik aklımdan planlıyorum bebikin odasını.Zamanı gelince ortaya neler çıkacak bakalım…

Neşeniz bol olsun…

4 Ekim 2011 Salı

BUGÜN PUANTİYE GÜLÜMSETSİN BENİ


Dersimin  olmadığı şu mubarek Salı-Çarşamba günlerini tamamen kendime ayırarak değerlendireyim istiyorum.İmkanlar el verdiğince de gönlümce takılıyorum bu günlerimde.Hani bir de çevremdekilerin ısrarla “bugünlerinin kıymetini bil,uyuyabildiğin kadar uyu,gezebildiğin kadar gez,okuyabildiğin kadar oku,dinlen,eğlen” vs. gibi telkinleriyle hepten gaza geliyorum sanırım :) Aslında arada bir “ne alakası var canım biz bebikle de uyuruz,gezeriz,okuruz” diyorum ama onca tecrübeli hanım ablanın bıyık altından gülümseyişlerini görünce “vardır bi bildikleri” deyip sus pus oluyorum.
Neyse gelelim bu günkü planıma..İzmirlilerce malumdur bu yıl eylülün sonundan itibaren inanılmaz güzel  sonbahar günlerine uyanır olduk.Pasparlak ama yakmayan güneş,ışıl ışıl gökyüzü,mis gibi deniz ve daha nicesi…İnsanın giyinip kuşanıp gezip tozası,bu güzel günler bitmeden keyfini süresi geliyor.Bende bugün aynen öyle yapacağım.İstikamet  sevdiceğin iş yeri, ona sürpriz yapacağım  -e tabi ben ona gidene kadar o bu yazıyı okumazsa :)-Ne giysem diye dolabımı açtığımda elim hep puantiyelilere gitti bugün.Başka renk ve desenlere bakmadım bile.O zaman bu gün böyle olsun dedim bende.İlk zamanlar düşündüğümün aksine bu dönemde hiiiiçç kıyafet sorunum olmadı benim (henüz) :) 24.haftada  sadece 1 kilo (Maşallah diyelim)…bu haftadan sonra işler az buçuk değişir,biraz etlenir butlanırız belki ama şimdiye kadar dolabıma birkaç esprili tişört dışında bir şey eklemedim.Yani zorunlu olarak eklemedim,keyfiyetten aldıklarım yığınla var o ayrı :)



Nar çiçeği rengi bluz;Pull and Bear
Kırmızı üst; H&M
Lacivert Şal;Koton

İşte büyükten küçüğe sıraladım bu gün üzerimde olsun dediğim puantiyelileri.Kırmızı yada nar çiçeği rengi puantiyeli...şimdi ben gidip bi tercih yapayım,hazırlanayım,Ali’ye sürprizimi yapıp sevindireyim onu.Sonrada güzel bir mekanda (vakti varsa Alsancak geçiyor gönlümden) güzel bir salata yiyelim…
PS;Kıyafet fotoğrafı çekimi konusunda çok başarılı değilim,kabul :) Ama siz de kabul edin içinde biri olmadan kıyafetler ancak bu kadar çıkıyor fotoğraflarda :)

Neşeniz bol olsun…

3 Ekim 2011 Pazartesi

BALIK GÜNÜNDEN KALANLAR


Aslında doktor amcamızın ısrarlı söylemleri olmasa balık yemek çoğu zaman aklıma dahi gelmeyecek.Gerçi hala benim aklıma gelmiyor ama sevdicek  sağolsun.Cumartesi günlerimizi  balık günü ilan etti ve her hafta bir başka balık deniyor.En son harika bir levrek yaptı.Daha pişmeden görüntüsü iştahımı kabarttı sizler için fotoğrafladım...

Bu lezzete salata eklemekte bana düştü tabi.Şimdi gelecek cumartesi için levrek,somon,alabalık ve çupra dışında mutlaka dene dediğiniz bir balık türü ya da İzmir ve çevresinde ağız tadıyla balık yiyebileceğimiz alkolsüz bir mekan tavsiyesi olan varsa yazsın lütfen :)

Neşeniz bol olsun...

26 Eylül 2011 Pazartesi

HAFTA SONU RELAX MODDAYDIM :)


Geçen hafta okulun ilk haftası olduğu için epey yorulmuştum.Şimdi hiç öyle “zaten 2 günün boştu nasıl yoruldun” demeyin:)Cuma günü üst üste 6 saat derse girdim.Sınıfların hepsi birbirinden hareketliydi öyle ki okuldan çıktığımda ayakta duracak halim yoktu valla :( Neyse siz deyin boş günlerin rehavetinden ben deyim Perşembe ve cumanın yoğunluğundan...Boş günlerimde kendimi alış verişe verdim de perşembe cuma hissettirmeden geçti... ve Cumartesi sabah kargocular bize çalıştı resmen. 
Haftasonu eve gelen kocaman bir paketten Relax Mode alışverişimin cicileri çıktı.(Daha önceki Relax Mode alışverişim için tık tık )Geçen hafta relaxmode un internet sayfasında indirimleri görünce mağazaya gitmek için sabredemeyip hemen netten sparişi verdim.Fotoğraftaki gecelik ve sabahlığı aldım.İyi ki de almışım fotoğrafta görünenden çok daha güzel ve soğuk kış gecelerinde beni sımsıcak tutacak ürünler :) Diğer paketlerdense minik minik ciciler çıktı ki biz hala bakmaya doyamadık :)

Neşeniz bol olsun...

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...