29 Mart 2010 Pazartesi

SAVAŞ FOTOĞRAFÇISI

Geçtiğimiz gün fotoğrafçılık kursunda çok güzel bir film izledik.Filmin türü belgesel,adı War Photographer-Savaş Fotoğrafçısı. Ünlü savaş fotografçısı James Nachtwey hakkında bir belgesel film.


Belgeselde sanatçının nasıl çalıştığı, nerelerde çalıştığı ve projeleri üzerine görüntüler var. Filmin yönetmenliğini Christian Frei yapmış.Fotoğraf çekmenin nasıl bir tutku olduğu,ne zor şartlarda nasıl fotoğraf çekmeye çalıştığı anlatılıyor.Savaş,açlık,fakirlik,acı üzerine birbirinden ilginç,yürek dağlayan kareler yakalamış fotoğrafçı.

Filmde bir çok karenin fotoğraflanış anı kayda alınmış.Çekimler bazen fotoğrafçıyı takip eden bir kameramanla, bazen çekim yaptığı yerlerde yanındaki kameramanların görüntülerinden ve sık sık da fotograf makinası üzerine yerleştirilmiş bir parmak kamera ile yapılmış. Parmak kamera ile yapılan çekimlerde neredeyse fotografçının vizörden gördüğü kadrajı seyrediyorsunuz. Bunun yanında parmak kameranın açısından dolayı makinanın diyafram ve enstantane değerlerini de görme fırsatı var.

Fotoğrafçı öyle durumları fotoğraflıyor ki şaşıp kalıyorsunuz.Özellikle açlıktan kıvranan insanları yada bir savaşın ortasındaki vahşeti,onlarca cesedi,bağrı yanık bir ananın acı çığlıklarını fotoğraflarken nasıl olurda tutabilir insan kendini bilemiyorum.Filmin bir yerinde “en çokta başkalarının acılarıyla mı mesleğimde başarı sağlıyorum sorusu ürkütüyor beni” mealine yakın bir cümle kuruyor James Nachtwey ve bu söz üzerine düşünüyoruz hepimiz.

“Oradayken deneyimlediğiniz şey aşırı derecede doğrudan. Oradayken gördüğünüz şey, bir sonraki sayfasında rolex saat reklamları olan bir derginin bir sayfasında yer alan, on binlerce kilometre uzaktan gelen bir görüntü değil. Gördüğünüz şey ilaçsız bir acı, haksızlık ve çaresizlik.” (Filmden…)


Fotoğraflarını çektiği bir çok insandan izin alıyor önce.Mesela savaşta ölen askerlerin yakınlarını fotoğraflarken hiç kimse ona “sen ne yapıyorsun” demiyor.Onlar acılarını yaşıyor James Nachtwey fotoğraflıyor,sanki elinde fotoğraf makinası yokta üçüncü bir göz gibi olayları izliyor.Hocamız Coşkun Aral ile yaptığı bir konuşmayı anlatıyor bize ve “James Nachtwey hala hayatta iken onunla da tanışmak isterdim” diyor gülümseyerek."Aynen bizde" diyoruz içimizden.Bizim gibi fotoğrafçılığa meraklı bir çok arkadaşım var burayı okuyan,sizlerde James Nachtwey in fotoğraflarını görmek,incelemek,hayran kalmak için buyurun onun sitesine...

Düşünüyorum da ben onca acıyı fotoğraflamaya asla güç yetiremem.O acı anlarda deklanşöre basmak en son aklıma gelecek şey olur sanırım.Hepimizin objektifine en güzel,en mutlu anlar takılsın inşallah…

Fotoğrafınız yeterince iyi değilse,yeterince yakın değilsiniz demektir”

(Robert CAPA)

Neşeniz bol olsun…


***J.N hakkında; James Nachtwey, 1948, Massachusetts doğumlu epey ünlü ve savaş,kıtlık ve insanlar hakkında çalışmalarıyla tanınan bir savaş fotoğrafçısı.

Fotoğraf hayatına New Mexico'da küçük bir gazeteye 1976 yılında fotoğraf çekerek başlamış. 1980'de New York'a gidip serbest çalışmaya başladıktan sonra Latin Amerika, Avrupa, Rusya gibi ülkelerde nüfus ve suçlar üzerine çalışmış. Bu sırada çoğalan savaşların fotoğraflarını da çekmeye başlayan Nachtwey hakkında bir de belgesel yapılmış ve 11 Eylül hakkındaki fotoğrafları TIME'da yayınlanmış.Ayrıca halen sitesinde de kendi fotoğraflarını yayınlamakta.


SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...