18 Mart 2010 Perşembe

FOTOĞRAFÇILIK DERSLERİ

Daha önceleri öğrenme açlığımın beni sürüklediği kurslardan bahsetmiş miydim bilmem.Özellikle üniversite yıllarımda bir çok kursa başlayıp bıraktım, annemin deyimiyle bu konularda az biraz ayran gönüllüyüm :) Kurslara başlardım bir hevesle çoğu zaman da tamamlayamazdım.En fazla devam ettiğim kurs gitar kursumdu.Ama öyle böyle değil sırtımda gitarım tıklım tıklım dolu bir otobüste sabahın erken saatlerinde düşerdim kurs yollarına.Bir de eve gelip ev arkadaşımın kafasını şişirirdim :) Tam 2,5 yıl sürdü gitar üzerine aldığım eğitim.İyiki de sürmüş,ama şimdilerde parmaklarım pas tutmuş sanırım :( O zamanlar hiç üşenmezdim, sırf istediğim bir kursa katılabilmek için trafik,kalabalık otobüsler,İstanbul’un bir ucundan diğer ucu demez kalkar giderdim.Trabzon’a atandığımda da bu durum değişmedi yine Trabzon’un yokuş yollarını tepe tepe gittim bir çok kursa.

Gitar,ebru,hat,tezhip,tenis,fotoğrafçılık kursu derken hatta bir zamanlar tel kırma bile öğrendim.Dediğim gibi en çok gitar kursunda sebat ettim.Hat ve ebru kursunu neden bıraktığımı hatırlayamıyorum ama ilk ebru çalışmamı çerçeveletip bir sınıfa asmışlardı da çok mutlu olmuştum.

Tezhip kursu için buz gibi havalarda iki arkadaş kalkıp Kadıköy’den Süleymaniye Kütüphanesi ne gidiyorduk.Ve o zamanlar olumsuz hava şartları nedeni ile iki hafta kapalı kalan kursumuzu sonrasında da ben kendim için kapatmıştım.Ama Süleymeniye’nin o güzel havasını,kütüphanede el sürdüğüm onca Osmanlıca eserin kokusunu unutamam.

Tenis kursumun hikayesi çok hazindir:).Bir heves başladık,oynamaya çalışıyoruz falan tam kendimizi kaptırmışken hocamız gittiği bir futbol maçında ayağını kırdı.Ve bir ayı aşkın bir süre spordan uzak kaldı.Bizde hocasız kaldık tabi :) Netice itibari ile gördüğünüz üzere tamamlanamayan kurslar konusunda sorun bende değil :)

Ha bir zamanlar çok moda ve gerekli(!) olan bilgisayar ve yabancı dil kurslarından hiç bahsetmiyorum bile…

Şimdilerde gezmek tozmaktan bir türlü vakit bulamadığımız bu aktivitelerimize yeniden başladık.Tabi gezme tozma vakitlerimizin dışında vakit bulduk :) Uzun bir aradan sonra haftada iki akşam fotoğrafçılık kursundayız yeniden. Ali’nin de benimde fotoğrafçılığa ayrı bir ilgimiz var.O yüzden ne zamandır fotoğrafçılık üzerine eğitim almak vardı aklımızda.Nihayet başladık kurslara ve çok eğleniyoruz ama yakında Ali’nin futbol maçı turnuvaları başlayacak o yorgunlukla nasıl devam edecek bilemiyorum.

Henüz ilk dersler olduğu için bir sürü teknik terimle boğuşuyoruz,onca terimi daha iyi anlayabilmemiz için dersin sonlarına doğru hoca örnek fotoğraflar gösteriyor.Fotoğraflar hakkındaki yorumlarımızı soruyor,fotoğrafın tekniğini bulmamızı istiyor.Birbirinden güzel fotoğraflara bakıp yorumluyoruz benim sevdiceğimi görmeniz lazım öyle yorumlar yapıyor ki sanırsınız yılların fotoğrafçısı.O konuşuyor hoca kafa sallayıp onay veriyor.

Geçen akşam dersin sonlarına doğru hoca bir fotoğraf gösterdi;üç şeritli bir yolun en sağ şeridinde bir araba var.

Hoca;eveeett… ne dersiniz bu fotoğraf hakkında?

Sessizlik…

Hoca;İnsana bu arabanın hareket ettiği hissini veriyor değil mi?yani fotoğrafa bakınca bu arabanın hareket halinde olduğunu ve biraz sonra kadrajdan çıkacağını anlıyoruz.Peki bu hissi nasıl duyuyoruz,nasıl anlıyoruz bunu?

Ali;Anlıyoruz çünkü arabanın stop lambaları yanmıyor.

Hoca; X) !!

Bense o hissi bize veren şeyi bir türlü anlayamıyorum gülmekten :) Hoca da zaten aynı sebepten anlatamıyor bir türlü.Neyse ki yakında Ali nin turnuvaları başlayacakta o yorgunlukla derslere gelip benim eğitim ve öğrenimimi olumsuz etkileyemeyecek :) diyordum ki fotoğrafçılık eğitimi Ali’siz olmaz :) bakalım ilerleyen günlerde bütün kurs olarak daha neler yaşayacağız Alişim sayesinde…

*birinci fotoğraf benim için çok özel olan ilk gitarıma ait...

Neşeniz bol olsun…

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...