19 Ocak 2011 Çarşamba

hazin günlerin derbeder musikisi

Haftanın tam ortası,günün son demleri…nasıl da yorgun beden,zihin :( malum dönemin sonuna yaklaştık.Not derdi sardı veliyi de öğrenciyi de.Ama öğrenciden ziyade veliler not peşinde sanki!Bu hafta başından beri öyle değişik olaylarla karşılaştık ki artık “pes” dedik her birimiz.Koca bir dönem boyunca çocuğunun durumunu merak etmeyen,çocuğunun düşük sınav notları hakkında ne yapılması gerektiğini danışmayan,çocuğunun yapmadığı ödevlerden bihaber olan sayın veli dönem sonunda karnede hep 85 üstü görmek istiyor ya ah işte bunu aklım almıyor!85 puandan fazlasını istemekle kalmayıp öğretmenin karşısına geçip çirkinleşerek “100 verin çocuğuma” diyecek kadar da basitleşiyor.Her birine sabrediyoruz.Çünkü böyle kimseler çok azınlıkta biliyoruz.Biliyoruz ki bilinçli,kıymet bilen velilerimiz çok daha fazla.Arada bir çıkacak böylesi de deyip teselli ediyoruz birbirimizi.Hafta başından beri gece rüyalarımda bile e-okula performans ödevi ve derse katılım notu yazıyorum.Derslerimde her fırsatta hak,hukuk ve adaletten dem vuran benim için kabus oluyor bu not işleri.Can sıkıcı ya bahsi geçen konu o sebepten cümlelerim kırık dökük. “Dinleyen (okuyan diyelim biz ona) söyleyenden arif gerektir” düşüncesi ile beni anladığınızı hissediyorum :)
*****
Yukarıda paylaştıklarımı düşünerek bakıyordum pencereden dışarıya.Karşı apartmanın bahçe kapısında karşıya-okula-geçmek üzere beklerken gördüm onu.Küçük bir caddede karşıdan karşıya geçmek ne kadar zor olabilirdi ki…Önce etrafı dinlediğini hissettim seyrettiğim pencerenin ardından.Sonra dudakları kımıldadı ve bir adım attı.Bir adım daha,bir adım daha…anladım;sayıyor,her bir adımını sayıyor…Okul bahçesinin kapısına ulaştı,derin bir soluk alıp bıraktı,gülümsedi…gülümsedim…kendisi gibi güzel bir arkadaşı bahçe kapısında onu görünce koşarak girdi koluna.Daha bir aydınlandı yüzü,kol kola geçtiler sıraya.Yüzümüzü değil sesimizi,kokumuzu kazıdı hafızasına her birimizin.Derste yanına yaklaştığımda görmeden anladı beni çoğu kez hem de gözlerimin içine bakarak dinleyenden daha çok.Bembeyaz,kocaman defterine minik minik noktalarla not etti ağzımdan çıkan bir çok cümleyi.Ve ben her defasında onun kabarık noktalı kitabını elime alıp anlamaya çalıştığımda ,gülümseyerek sabırla anlattı bana nasıl okuyup anladığını.Ama ben çoğunu anlayamadım,zorlandım :( Hastalanıp derse gelemeyen gurup arkadaşındayken tüm dökümanlar ,performans ödevini sunmak için yalnız çıktı sınıfın karşısına.Adaleti anlatırken öyle bir hitap etti ki sınıfa görmeden bizi hisseden o güzel yüzüne hayran hayran bakıp dinledik dakikalarca. Hayyam’dan bir alıntı ile bitirdi sözlerini;Adalet, evrenin ruhudur…

Notlarını açıkladığım zaman,hak etmediği halde yüzsüzleşip 100 isteyenlere inat o sorguladı aldığı 100 ü hak ederek mi aldığını.
Benden bu kadar,yazarın dediği misal “hazin günlerin derbeder musikisi” ni mırıldandı bugün kelimelerim…

Neşeniz bol olsun…

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...