1 Ocak 2013 Salı

OĞLUMSUZ GEZMEM ARKADAŞ :)

,
Etrafımdaki herkes sözleşmiş gibi bi fırsatını bulup bebeğimi babannesine bırakıp gezmeye tozmaya çıkmamı tembihliyor.Hele babannemiz bu fikre bayılıyor :) Ama ben 11 aydır bebeğimi bırakıp gezmeye gitmedim,gitmeyi düşünmedim dahi.Nereye gittiysek üçümüz birlikte gittik.Aklım onda kalmadan,onunla gidebileceğimiz her yere gittik.Böylelikle gezmelerimiz çok daha keyifli oldu.Onun her anına şahitlik etmek istiyorum.Mümkün olsa okula bile gitmeyeceğim onu bırakıp :) Bebeğimizle gezdiğimiz için akşam gezmelerimiz oldukça azaldı ama olsun ne gam,ben onun yanında olayım da akşam gezmelerinden erkenden dönüvereyim :) İlk zamanlar bana sürekli "kendinize vakit ayırın,çocuğu babanneye bırakıverin" diyenlere çok kızıyordum.Bu fikri düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyordu.Sürekli "ya biz yine birbirimize vakit ayırıyoruz,istediğimiz yere gidebiliyoruz zaten,çokta eğleniyoruz" diye açıklıyordum.Ama artık yoruldum,susup dinliyorum.Oğlumuzu bırakıp çıkıp gezmemiz demem benim aklımın evde kalması,içimin içimi kemirmesi,strese girmem demek ki ne anlarım ben o gezmeden.Hem benim ihtiyacım yok ki oğlumsuz gezmeye,benim ihtiyacım olan ailece gezmeler...Ha bu demek değil ki bebeğimi bırakıp gezmediğim için ben en süper anneyim.Öyle bir iddiam yok ki zaten her anne kendi yavrusunun/yavrularının süper annesidir.Bebeğini güvendiğine emanet edip çıkıp gezebilen annelere saygı duyuyor,tebrik ediyorum.Benim durumum fazla paranoyakça farkındayım ama şimdiye kadar içimden geldiğince davrandım.Ve şimdiden sonra da en az oğlum bir yaşını devirene kadar da durum böyle devam edecek...Ama bir yaş sonrası yavaş yavaş oğlumu babannesi-annanesi ile başbaşa bırakacağım inşallah :) 

Gerçi Ahmet Tuğra nın ayaklanmasıyla birlikte onunla bi yere gitmek,gittiğimiz yerde uzunca süre oturmak iyice zorlaştı.Bebekle gezemezsiniz diyenlere inat ilk günden beri geziyoruz.Haliyle bizim minik bey her fırsatta "addahhh" diye çığlıklar atıyor :) Mesela geçen akşam yemeği dışarıda yiyelim dedik.Tüm restaurantı başımıza topladı bizimki.Önce uslu uslu oturup etrafı inceledi.Sonra çalan müzikte dans etmeye başladı ki bayılır dans etmeye :) sonra her girdiğimiz ortamda olduğu gibi etraftakilere gülücükler dağıtarak gelene geçene sevdirdi kendini.Bi ara her görenin oğlumu mıncıklamasına dayanamıyodum ama artık ona da alıştım.Mıknatıs gibi bi bebe varsa kucağınızda geleni geçeni kendine çekmesine alışıyorsunuz :) Neyse sonra bizim siparişler geldi ve bizim minik canavar mama sandalyesine sığamaz oldu.Önce tabaklara yetişip tabaktakileri mıncıklama çabasına girdi.Onu başaramayınca masaya tırmanmaya çalıştı.Ona da müsade etmedik bu sefer eline geçirdiği kaşıkla masaya vurmaya başladı.Bizim için bol atraksiyonlu bi yemek oldu haliyle.Gerçi artık tüm yemeklerimiz bu şekilde...
Onca oyuncak yetmedi benim şemsiyeme taktı kafayı.Evde şemsiyeyle oturan bu minik yakışıklıya ne denir ki?

Ha bu arada hani şimdiye kadar oğlumu bırakıp bi yere gitmedim dedim ya ta ki geçen salı gecesine kadar.Geçen salı talihsiz bi olay geldi başımıza.Yediğimiz turşudan zehirlendik :( Gecenin bi vakti kendimizi acilde bulduk.Allah tan kayınvalidemler yakınlar bize,bi telefonla çıkıp geldiler.Minik bey uyuyordu babannesi onunla kaldı babamda bizi doktora yetiştirdi.Acildeki dr. "bu gece burdasınız gözlem altında tutacağız sizi" deyince napacağımı şaşırdım.Neyseki dr.u ikna edip aldık serumlarımızı evde kayınvalidem taktı.Ama ertesi gün hastanedeki dr da"serviste yatırayım sizi" dedi.Yine Ali müdahale etti,evde sağlıkçı çok diyerek bi serum daha alıp çıktık hastaneden,yatışa evde devam ettik.Allah kimsenin başına vermesin feci bişeymiş besin zehirlenmesi.Bu arada 26 aralık bizim tanışma yıldönümümüzdü.Aklımızdaki planlar bambaşkayken acil servisteki sedyede sarılarak kutladık günümüzü :) amma kutlamam oldu ama...Neyse işte geçen haftayı yatarak geçirdik,atlattık çok şükür...

Neşeniz bol olsun...

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...