6 Nisan 2010 Salı

KONU KONUYU AÇSIN

Bugün güneş göstermedi yüzünü bize.Hafif rüzgarlı bir güne başladık derken bir ara rüzgar coşup ağaçları epeyi bir salladı.Havanın ağırlığı bana da bulaştı başım ağrımaya başladı inceden inceye.Ama baş ağrısı falan dinlemeyip güldüm eğlendim derslerde.

Son iki dersim minik 5 lere olunca benim sınavımın telaşına düşmüş miniklerimi avutmakla geçti ilk ders.Sıralar arasında dolaşırken Sibel ve Mert’in küçük bir kağıda eciş bücüş yazmaya çalıştıkları bir şeylere takıldı gözüm.Gittim yanlarına beni görünce telaşlandılar hafiften, ‘kolay gelsin’ dedim ve bir göz attım ellerindeki kağıda.Kağıda yazdıkları yazıya kocaman bir başlık atmışlar renkli kalemle;KOPYA.Ardından karınca yazısı misaliyle dersin önemli notlarını yazmışlar :) Gülmemek için dudaklarımı ısırdım resmen,ciddi görünmeye çalışarak benim sınavımda bu kağıda ihtiyaçları olmayacağını söyleyip aldım kağıdı ve kağıtta yazanları soru olarak sordum,maşallah şaşırmadan cevap verdiler.Neyse derste önce sorular soruldu cevaplar verildi,ardından şiir dinletisi yaptık rahatladık.İkinci dersteki sınav heyecanını da sınav esnasında onlara dinlettiğim Farid Farjad sayesinde yendiler.Abileri ablaları gibi onlar da benim derslerimde bol renkliliğe ve farklılığa alışkınlar ama ilk kez bir sınavı müzik eşliğinde yapmak iyi geldi onlara.Sınıfta çıt çıkmıyordu herkes sorulara dalmıştı bir yandan da çalan nağmelerle ruhumuzu dinlendiriyorduk.Neticede hepsi kocaman notlar aldılar benden :)


Sınav sonrası minikler beni bırakmak istemeyince biraz geç çıkmak zorunda kaldım.Dolmuşa binip eve geçeyim dedim.Ben henüz durağa varmıştım ki geldi dolmuş.Hemen atladım oturdum yerime.Dolmuş şoförü abi durakta bekleyen bir ablaya korna çalmaya başladı,abla hiç oralı olmadı.Sonra ‘hadi binsene’ diye seslendi,kadın yine umursamaz,bakmadı bile.Şoför abi ısrar edince kadın sinirle ona dönüp ‘binmicem ben,sen git’ diye karşılık verdi.Dolmuş şoförü abi azimli çıktı ‘hadi Gülcan bak geç kalıyorum nolur bin şu arabaya’ deyince adının Gülcan olduğunu öğrendiğimiz abla sitemle bakıp şoför abiye ‘binmicem işte,gerek kalmadı sana,git senin dakikan var geç kalma’ diyerek binmeme sebebini anlattı ama anlayana…Dolmuş şoförü abi anlarmı ısrarla soruyor,anlayamıyor Gülcan neden sitem ediyor,neden binmiyor dolmuşa,niye naz yapıyor bu kız? :) Neyse bu sorulardan sonra hatasını anlamış olacakki ‘Gülcan ya bu arabaya binersin yada ben buradan bir yere kımıldamıyorum,gitmiyorum işte seni almadan’ diye kararlılığını gösterdi.Gülcan önce bir bocalar gibi oldu sonra abimizin burnunun sürtülmesi gerektiğine karar vermiş olacak ki umrumda değil der gibi ellerini bağlayıp başını çevirdi.Ama bir yandan da tedirgin oldu çünkü dolmuştaki tüm yolcular Gülcan’ın bir an önce arabaya binmesini ve Şoför abinin yoluna devam etmesini bekliyorduk.Sonunda arkalarda oturan tombik teyzelerden biri dayanamayıp konuşmaya dahil oldu,başladı Gülcan’a yalvarmaya ‘kızım yapma gel bin şu arabaya,bak Uşak tan geldim kaç saattir yollardayım oğlum beni bekliyor merak etmiştir’ bir diğeri hemen atladı ‘ah yavrum doktora gidiyorum geç kaldım nolur gel bin arabaya üzme bu adamı da’ Şoför abi de teyzeleri ‘ha yaşa’ diyerek destekledi derken bir çok kişinin ısrarıyla Gülcan arabaya binmeye ikna edildi ve şoför abide kazandığı zaferin sarhoşluğuyla bastı gaza.Tombik teyzeler hemen Gülcan’ı aralarına alıp yarı kızgın yarı şefkatle ona nasihat etmeye başladılar,şoför abide aynadan Gülcan’a göz süzerken o sırada radyoda çıkan şarkıyı duruma uygun bulmuş olacakki hemen değerlendirdi ve Gülcan’a duyurmak için son ses açtı radyoyu ; “Elini tuta tuta ölsem,Beni dünyada başka hiçbir şey,Böyle mutlu etmeeezzzz…” Gülcan’ın gardı düştü,aynadan kendisine bakana gülümsedi.Onu gören şoför abi gülümsedi,dolmuş teyzeleri rahat bir nefes aldı,derken benim yolum bitti…

Sıcak su torbası her evde bulunması gereken bir şey bana göre.Benim gibi çok üşüyenler,soğuk günlerde sık hastalananların sarılmaya bayıldığı termoforların son zamanlarda daha bir güzelleştiği dikkatinizden kaçmamıştır sanırım.O eski klasik ve yoğun plastik kokulu sıcak su torbaları, pek bir şirinleşti son zamanlarda.Bizdeki sıcak su torbasının kapağı bozulduğundan beri yenisini almak vardı aklımda.Yine şirin bir şey olsun derken geçen gün yolumuz mudo consepte düşünce bu termofor bizim oldu.Bu kalbe sarılmak daha eğlenceli olacak sanırım :)

Sanki Eyüp Sabri Tuncer bizim evin banyosunda stand açmış gibi :) EST nin malum kampanyasından bir kere daha yararlanmıştık.Bu sefer ürünler sorunsuz ve zamanında ulaştı elimize.Hatıralar kolonyası ve sprey lavanta kolonyası sipariş etmiştik.Hatıralar kolonyası harika ama lavanta kolonyası hiç bana göre değil :) Hediye setimizi ise Silky touch olarak seçtik bu kez.İyiki de öyle yapmışız çünkü bu setin kokusu çok daha güzel.Kampanya bitmiş olsa da hala almak isteyenlere bu seti öneririm kesinlikle.

Daha anlatacak ne çok şey var.Bıraksam konu konuyu daha çooook açacak ama bırakmıyorum :)

Neşeniz bol olsun…


SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...