12 Nisan 2011 Salı

SERİN GÜNLERİMİZE TAT KATIYORUZ

Bu nisan fazlasıyla nazlı geldi :) Havalar ha ısındı ha ısınacak derken serin bir bahar geçip gidiyor.Oysa dalların rengarenk çiçeğe durduğu şu günlerin daha ılık,daha sakin olması gerekmiyor muydu? Havaların bu dengesizliği az buçuk bize de sirayet etti sanırım ki ikide bir mutfağa girip birbirinden değişik tatlar denemek ister olduk.Tatlı-tuzlu-acı değişik bir sürü şey yapmak var aklımızda.Hafta sonu bademli-limonlu kekte karar kıldık ve başladık kekimizi çırpmaya…Sonuç işte fotoğraflarda gördüğünüz gibi süper oldu :) Fotoğraflarda kekin üzerine pasta süsü serpilmiş gibi gözüküyor oysa limon kabuğu rendeledik kekin üzerine…

Hafta sonu bu enfes keki de yanımıza alıp Çandarlı’ya kaçtık.Yolda bizimkileri aradık sıcacık çayımızı hazır etsinler diye.Yine Çandarlı’nın en güzel günleri bu nisan günleri.Papatyalar donatmış her yeri.Ama biz odamızın dekorasyonu ile uğraşmaktan papatyaların tadını çıkarmaya fırsat bulamadık.Odamız da neler yaptık onları da yarın anlatayım en iyisi.Çünkü bu akşam “Çok Bilen Çok Yanılır” adlı oyunu izlemek için Konak sahnesinde olmayı planlıyoruz.Şimdilik bana müsaade…

Neşeniz bol olsun…

7 Nisan 2011 Perşembe

Neşeniz Bol Olsun

Yazanın “kem küm” edeni de benim gibi yazıp yazıp sileni olsa gerek.Onca zaman sonra hiç aklımda yokken pc başına geçip sayfama yazı yazayım deyince böyle oldu işte.Yahu cümleye nasıl başlanıyordu? :)) Şaka bir yana cidden uzun zaman ara verince nasıl başlayacağımı bilemez oldum.Önce blogların kapanması,sevdiğim bir çok arkadaşı okuyamama durumlarım soğuttu beni bu blog işinden.Sonra bloglar açıldı (sanırım) ama baksanıza blog benden soğumuş şimdide :) Gerçi ben blog yasağını hiç yaşamadım,hiçbir ayarla oynamadığım halde kendi sayfama da diğer tüm sayfalara da rahatlıkla ulaşabildim.Ama buna rağmen ha kapandı ha kapanacak düşüncesi beni de delirtti ve sayfamı yedekledim.Yasağın bana uğramamış olmasına şaşırmakla birlikte birbirinden değerli dost sayfaları okuyamamakla bende yasaktan nasibi almış oldum.Bu nedenle içimden yazmakta gelmedi.Hatta uzun zamandır bilgisayarımın başına oturmuyorum bile,face sayfamı kapattım,twitterda 140 harfe mahkum ettim kendimi…

Neyse netice itibariyle bugün buradayım,döndüm sanırım :) Arada bir böyle aralar vermek iyi oluyor,özlüyor insan ama en önemlisi özlendiğini duyuyor.Çok teşekkür ederim özleyip,soranlara.Bir güzel çift sayfasının güncellenmediği onca zamanda çoook şey oldu bitti.Anlatmaya hangisinden başlayayım bilemiyorum.En iyisi geçtiğimiz haftalarda güneşli güzel bir günde Sasalı da yakaladığımız sevimli karelerden başlayalım;

 Sasalı doğal yaşam parkında güneşli bir gün...

Doğal yaşam parkının süslüleri :)

Daha küçücük bir çocuktum babamla annemin ellerimizden tutup bizi Gülhane hayvanat bahçesine götürdüklerinde.Tabi o zamanlar hayvanat bahçesiydi orası.En çok yılanlardan korkmuştum,babamın eline sıkıca yapışmıştım ordan geçerken.Sasalı Doğal Yaşam Parkında yılan görmedim ama o günden bugüne durum değişmedi benim için;yine en çok yılanlardan korkuyorum :) Onun dışında diğer tüm hayvanlar tel örgülerin arkasından çok sevimli geliyorlar bana :)

Neşeniz bol olsun...

11 Mart 2011 Cuma

“ÇİÇEĞİ BURNUNDA” YAŞAM KOÇUYUM :)

Uzun zamandır içimdeki yazma dürtüsünü bastırmak zorunda kaldım.Ama nihayet bugün erkenden evime gelip dinlendim ve nihayet tamamen keyfiyetten bilgisayarımın başındayım :) Son bir hafta öylesine soğuk ve öylesine yoğun geçti ki bugün şu saatte dışarıdaki güneşe de evimde oluşuma da inanamıyorum.Dışarıda güneş var dediysem öyle ısıtan bir güneş değil o.Hava hala soğuk,hafif rüzgarlı ama olsun güneş var :)

Geçtiğimiz hafta BOBO projesi (Daha önce bahsetmiştim Benim Öğretmenim Benim Öğrencim Projesi) kapsamında NLP ye dayalı Yaşam Koçluğu seminerine gittik…Sabahları derslerimize girdik,dersten çıkıp koştur koştur bir şeyler yiyip seminer yerine ulaşıp saatlerce dinledik.İlk başlarda “çekemem seminer falan” dedimse de seminere katılınca işler değişti :) Değişik okullardan yaklaşık yirmi meslektaş bir araya gelince konuşacak,paylaşacak çok şeyimiz oldu.Hele bir de öğrendiklerimiz fazlasıyla ilgi çekiciydi.Her oturumda en az iki oyun oynadık,bildiklerimizi pekiştirdik,yepyeni şeyler öğrendik,deneyimlerimizi paylaştık,yedik-içtik,güldük eğlendik :) Hasılı benim için yoğun ama çok verimli bir hafta oldu.Ve artık çiçeği burnunda bir yaşam koçuyum ben :)

Sayfamızı okuyanlar arasında bir çok meslektaşım,bir çok anne ve bir çok öğrenci var…Seminerde öğrendiklerimi hemen hayata geçirdiğim için bilgisayarımda bulunan belgeleri düzenliyordum ki seminerde kendimize de uyguladığımız “öğrenme stilleri envanteri”ni sizlerle de paylaşayım istedim.Hafta başından beri ben her gün seminerde öğrendiklerimi önce sevdicek üzerinde uyguladım :) sıra öğrencilerimde :)) Belki sizde kendiniz,çocuklarınız veya öğrencileriniz için yararlanırsınız bu envanterden.Yönergeyi okuyarak soruları yanıtlayınız,ardından aşağıdaki puanlama sistemine verdiğiniz cevaplara göre puanları yazıp toplayınız.(örn. ; 1. soruya "sık sık" cevabını verdiyseniz en alttaki işitsel tablosundaki 1 in karşısına 5 yazınız)...Çıkan sonuç sizin öğrenme stiliniz konusunda kesin olmasa da yaklaşık bir şeyler söyleyecek,size ipucu verecektir.Merak edenler için hemen söyleyeyim benim öğrenme stilim görsel-işitsel...Her iki tabloda da puanım eşit çıktı,en az puanım dokunsalda :) sizlerin stillerini de merak ediyorum ona göre :))Hadi bakalım kolay gelsin…

Kolay gelsin dedim ama bir türlü envanteri ve puan tablolarını buraya ekleyemedim.O yüzden merak eden arkadaşları bu sayfamıza alayım :)


**************

Değerlendirme;
Evet tablolarımızda çıkan puanlara bakarak öğrenme stilimizi belirledik böylece.Unutmayın en yüksek puan hangi tablodaysa öğrenme stiliniz odur.



GÖRSEL ÖĞRENİCİLER (GÖRDÜĞÜNE İNANANLAR);
İyi giyinir,ayrıntıları ve renkleri hatırlar,okumayı,yazmayı sever,insanların yüzünü hatırlar ama isimlerini unutur.
Not alarak,liste yaparak,öğrenilecek bilgileri okuyarak,bir gösteriyi izleyerek öğrenir.
Eğlenmek veya dinlenmek için okur.Uzun süre çalışamaz,çalışma sırasında sessiz ortam ister,hızlı okur.
Ne yapılacağını görmeden hareket etmede zorlanır.Gürültülü ortamlarda çalışamaz,ses akort edemez,öğretmenin hoş olmayan görüntüsü ile ilgilenir,sıkıcı ve düzensiz bir sınıfta çalışmak istemez.
Özel yaşamlarında genelde düzenli olurlar.Karışıklık ve dağınıklıktan rahatsız olurlar. Yazmayı sevmeseler bile defterleriniz düzenli,itinalı kullanırlar.Harita,poster,şema gibi görsel araçlardan kolayca etkilenirler ve bu araçlardan öğrendiklerini kolayca hatırlarlar….


İŞİTSEL ÖĞRENİCİLER (KONUŞAN DİNLEYEN ÖĞRENİCİLER)
Doğaçlama (spontan) konuşur,ayaküstü düşünür,karşılaştığı insanların yüzlerini unutur ama adlarını hatırlar,kelimelerle ve dille çalışır,hafif sesli ortamlardan hoşlanır.
Tartışmalardan hoşlanır,seçenekler hakkında konuşur,bir durumda ne yapılacağını o durumu yaşayanlara sorar,yazılılardan ziyade sözlülerde başarılı olur.
Yüksek sesle anlatım,bir öğretmeni dinleme,grup tartışması yapma,çalışma yerinde fon olarak sessiz müzik dinleme ile daha iyi öğrenir.
Görsel öğrenicilerden daha yavaş okur,uzun süre sessiz okuyamaz,okuduğu parçada resimleri umursamaz.
Küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar,ses ve müziğe duyarlıdır,sohbet etmeyi birileri ile çalışmayı sever,genellikle ahenkli ve güzel konuşur,yabancı dil öğreniminde başarılıdır.
Göz ile okuma esnasında hiçbir şey anlamayabilirler o nedenle en azından kendisinin duyabileceği bir ses ile okumasına izin verilmelidir.Bilgi alırken dinlemeyi okumaya tercih ederler.


KINESTETİK ÖĞRENİCİLER(HAREKET HALİNDE OLANLAR)
Çeşitli spor ve danslarla uğraşmayı sever,yarışmalardan ve maceralardan hoşlanır,zorluklara meydan okur.Koşma,sıçrama,atlama,yuvarlanma ve büyük motor kasları kullanmaktan hoşlanır.
Problemleri güç kullanarak çözmeye çalışır.Önemli ölçüde bedensel güç gerektiren çözümler arar.Öğrencinin öğrendiği şeyi sergileme veya gösterme eğilimi vardır.Bir şeyi anlatmaktan ziyade nasıl yapılacağını göstermeyi tercih eder.
Canlandırma,taklit yaparak,gezerek daha iyi öğrenir.Eğlenmekten ziyade anlamak için okur.Öğrendiği şeyleri pratiğe döker.
Okunaklı el yazısına sahip değildir.Dışa dönük rahattır.Uzun süre oturamaz.Kelimeleri doğru okuma ve kullanmakta sıkıntı yaşar.
Çalışırken sık sık ara verme gereksinimi duyabilir.Ders çalışırken hareket edebilmesi öğrenmesini kolaylaştırabilir.Örneğin küçük çocuklar çarpım tablosunu öğrenirken ip atlayabilirler…


Neşeniz bol olsun…

6 Mart 2011 Pazar

Size Tavsiye;Sizeyorum :)

 Cyrano Agency (2010)

Yapım:
2010 ~ GüneyKore

•Tür:
Komedi, Romantik

•Yönetmen:
Hyeon-seok Kim

•Oyuncular:
Park shin hye, Uhm Tae Woong, Lee Min Jeong, Sin-hye Park, Cheol-min Park, Daniel Choi, Tae-woong Eom, Hyeon-kyeong Ryu, Mi-so Lee, Min-jung Lee, Sae-beauk Song

•Süre: 115 Dk
Bir kaç tiyatro aşığının sevdikleri sahnelerine kavuşmak için paraya ihtiyaçları vardır.Para kazanmanın yolu da onlar için çöpçatanlıktan geçmektedir.Her şey yolunda giderken bir müşteri çıkagelir .Ve grubun lideri için hiçte kolay olmayacak bir işe evet demek zorunda kalırlar.
Sizeyorum:Film ilk dakikalardan itibaren izleyiciye ilerleyen dakikalarda nasıl keyifli bir film izleyeceğinin sinyallerini veriyor.Senaryosunun ilginçliği yanında bu film şirin çekik gözlü arkadaşlar sayesinde son saniyesine kadar gülümsetiyor.Filmin yarısında sonunu tahmin ettiğinizi düşünüyorsunuz ama senarist sizin gibi düşünmüyor Filmin müzikleri ise gayet güzel seçilmiş.Özellikle Agnes BALTSA şarkısının çaldığı sahneler oldukça romantikti.Ailecek izleyebileceğiniz keyifli bir film.İyi Seyirler…
                                            ***********************
Blogspotun başına gelenler canımızı sıkınca benimde yazma hevesim falan kalmadı ama bu filmden bahsetmeden geçemeyecağim.Biraz kafa dağıtıp rahatlamak isteyenler için harika bir film.Yukarıdaki yazının kaynağı burasıdır.Filmin yanısıra bu sayfayı da sizlere tavsiye ediyorum.Sürekli yenilenen içeriği,yazarının sinemaya bakış açısı ve çok kıymetli tavsiyeleri ile bakmadan geçilmeyecek bir sayfa...İşte Cyrano Agency filminden romantik sahnelerle dinlemeye doyulmacak,hüzünlü ses Agnes Baltsa eseri;


Neşeniz bol olsun....

2 Mart 2011 Çarşamba

ALİ AYŞE'Yİ SEVİYOR :)


ali ayşeyi seviyor

Bu gün çok sevdiğim bir arkadaşım "bu şarkıyı duyunca hemen siz aklıma geldiniz" diyerek face den göndermiş bana bu şarkıyı.Bizde tüm gün dinleyip durduk,gönlümüz şenlendi sözler ile :) Blogspottaki bu belirsizlik sürerken ben de sayfaya bu melodiyi bırakayım,sizlerde dinleyin istedim :)

Neşeniz bol olsun...

1 Mart 2011 Salı

NE DENİR Kİ?

Böyle bir yasağa ne denir ki?Uzun zamandır blog yazarıyım ve bir o kadar uzun zamandır da blog okuyucusuyum...Son bu şekilde olmamalıydı elbet...Ama benim içimdeki yazma hevesi,paylaşmanın verdiği heyecan sayfalarımızın kapatılmasıyla son bulmayacak.Belki blogcunun o sorunlu hallerine katlanırım yeniden belki de zamanında com uzantılı olarak aldığımız sitemizde yayına başlarım.Zaman ne gösterir bilemem ama bir çok arkadaşımı heyecanla okuduğum günleri özleyeceğim :( Bir güzel çift i özleyenler olursa yan tarafta bulunan mail adresimizden bize ulaşabilirler...

Bir çok blogger ve okuyucunun neşesi filan kalmadı ama ben yine aynı temennimi sunayım;

Neşeniz bol olsun...

25 Şubat 2011 Cuma

EVİMİZDEN;FOTOĞRAFÇI KÖŞESİ:)

İşte yine ikeadan kapıp geldiğim bir ürünle karşınızdayım :) Gerçi ben bu fotoğraf askılarını alalı 2 aydan fazla oldu.Hatta alır almazda sizler için fotoğraflamıştım.Ama sonra yayınlamayı unuttum.Bu günde fotoğraflar arasında görmesem aklıma gelmeyecekti.



Fotoğraf çekmek kadar fotoğraflarımı saklamak,güzel bir şekilde sergilemekte çok önemli benim için.İşte bu yüzden ikeada bu güzel şeyi görünce hemen incelemeye başladım.Ray,zincir ve klipslerden oluşan bu setin üzerinde benim fotoğraflarım harika duracak diye düşündüm.Aldım ve dediğim gibi oldu.Minik mandalların ucunda fotoğraflarımız çok hoş durdular,değişik bir hava kattılar ortama.Eski yeni bir çok fotoğrafımızı uzunlu kısalı,farklı şekillerde astım.Bazen fotoğraf harici sevdiğim birkaç şeyi de tutturuyorum minik mandallara.Arada bir değiştiriyorum fotoğrafları,hatta fotoğraflarda görüldüğü üzere bir çok mandalımız bol kalmış durumda.Çünkü o mandallarla ilgili değişik düşüncelerim var :)
Fiskevik Duvar Resim Fotoğraf Tutucu Set imiş bu setin adı.Merak edenler için bunu da yazmış olayım.Hemen ekleyeyim yine fotoğraflardaki yüzümüzü-gözümüzü saklamak için oynadım fotoğraflarla :)

P.S;Sağda görünen kırmızı çerçevede -tahmin edeceğiniz üzere- ikeadan.Ama üzerindeki taşlı süslemeler bana ait :)
Neşeniz bol olsun…

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...