22 Aralık 2010 Çarşamba

EVİMİZİN RENKLERİ

Evde canlı çiçek bakımı –en azından bir çok çiçeğin bakımı- zor değil mi?Çiçekçide görüp hayran kaldığımız,kucaklayıp evimize getirdiğimiz çiçeklerin her zaman ilk gün gibi kalmayabileceğini hesaba katmak lazım.Sahip olduğumuz çiçeğin gerçekten ne istediğini iyi bilmek gerek.Ki bazen de ne kadar ne yapılması gerektiğini bilsekte çare olmuyor.Güzelim bitkilerin önce çiçekleri kuruyup dökülüyor,sonra yaprakları bir bir düşüyor.
Ya da saksı çiçekleri konusunda ben çok şanssızım :) halbuki aldığım çiçeklerin bakımını en ince ayrıntısına kadar öğrenir,elimden geleni yaparım ama bazen sonuç yine yaprak dökümü…en son şurada bahsetmiştim çiçeklerimden.Orada görülen pembe çiçeğimin sadece yaprakları kaldı artık :( onun ardından Atatürk çiçeğimde yapraklarını dökecek gibi olunca soluğu çiçekçimde aldım.Tavsiyelerine uyarak önce yerlerini değiştirdim,sonra gerekenleri yaptım,kurtarmaya çalışıyorum hala.

 Evde çiçek olmasını seviyorsan en iyisi bakımı kolay çiçekler :) Ben bunu düşünerek değil de minik saksılarının renklerine bayılarak aldım fotoğraftaki kaktüslerimizi.Sonra baktım ki bakımı da çok kolay bu miniklerin.Bu arada kaktüslerin arkasındaki hani şurada ve şurada bahsettiğim çiçeğimiz guzmania...
Yakın bir zamanda kaktüsün bilgisayar gibi elektronik cihazlardan yayılan radyasyonu emerek zararlı etkilerini azalttığı söylentisi internette yayılınca kaktüs satışlarında patlama olmuş.Ama bazı yetkili kimselerce yapılan açıklamalara göre kaktüsle ilgili net bir bilimsel görüş yokmuş.Kaktüs radyasyonu emer mi emmez mi bilmem ama minik saksılarıyla evimize renk katan,beni çok uğraştırmayan bu kaktüsleri ben çok sevdim.
PS;Kaktüsgiller familyasında sınıflandırılan opuntia bazı yörelerde “kaynanadili” ismiyle anılır.Sanırım eskiden kaynanalar pek sivri dilli,diken sözlüymüş :)

Neşeniz bol olsun….

21 Aralık 2010 Salı

SEVİMLİ BİR HEDİYE;ŞİŞE İÇİNDE GEMİ :)

 Ortada hiçbir sebep yokken,öylesine,tamamen içten gelen bir hediye…Gönlü güzel bir dostun uzattığı şirin bir paket sayesinde güzelleşen ılık bir Salı günü.Hafta sonunun aksine iki gündür İzmir öylesine tatlı bir güneşle içimizi ısıtıyor ki ne mutlu İzmirliye :)

Bugün bana uzatılan paketi bir açtım içinden bu şirin şey çıktı;şişe içinde gemi :) Daha önce aynen buna benzer sevimli bir gemicikte öğrencimden gelmişti.Bu tarz cam şişe içine yerleştirilen gemi maketlerinin aşinasıyım Sinop’tan.Kocaman,ağzı dapdaracık şişelere öylesine ustalıkla gemi maketleri yerleştirirler ki hayran kalmamak elde değil.Yani demem o ki yolunuz bir gün Sinop’a düşerse mutlaka şişede gemi maketlerine bakın hatta eviniz için alın bir tane…
P.S;Şişe içine geminin nasıl yapıldığına dair bir çok video var nette.Meraklı ve yetenekli olan arkadaşlar deneyebilirler…
Neşeniz bol olsun…

20 Aralık 2010 Pazartesi

SEBZELİ FARFALLE TRİCOLORE SALATASI


Haftanın ilk gününü atlattık çok şükür.Bu gün size haftasonu afiyetle yiyip doyamadığımız bir lezzetin tarifini sunayım istedim.Başlığa bakmayın siz,bildiğiniz "Sebzeli Makarna" tarifi vereceğim :) Ali öğrenci evinde yediği makarnaların fazlalığı nedeniyle makarnadan bıkmış biri.Onun aksine ben makarnayı çok seviyorum.Bu makarnayı Ali denemek istedi ve bildiği makarları unuttu bunu yedikten sonra :) Çünkü oldukça hafif,süper bir lezzet.Makarnayı gördüğümde öylesine iştahım kabarmıştı ki düzgün bir fotoğraf çekemedim,ancak bu kadar oldu :)

İşte tarifi;

Malzemeler;
1 paket farfalle (kelebek) makarna
1 adet küçük boy havuç
1 adet küçük boy patates
1 adet küçük kırmızı biber
1 adet küçük parça brokoli
2 yemek kaşığı mayonez
2 yemek kaşığı yoğurt
1/3 yemek kaşığı dğranmış dereotu
tuz
pulbiber

Hazırlanışı;
.Bir paket kelebek makarnayı çok yumuşamayacak şekilde haşlayınız.
.Sebzeleri küçük küpler halinde doğrayınız ve haşlayınız.
.Makarnayı süzünüz,soğuk sudan geçiriniz ve soğumaya bırakınız.
.Mayonez,yoğurt ve pişirilmiş sebzeleri karıştırarak makarnaya ilave ediniz.
.Tuz ve pulbiber ile tatlandırınız,dereotu ile süsleyerek servis yapınız.
Afiyet olsun...
Neşeniz bol olsun...

17 Aralık 2010 Cuma

DEKORATİF NASREDDİN HOCA :)

Günün adı bile insanı dinlendirmeye yetiyor :) En azından bana öyle oluyor, günlerden Cuma diyorum keyfim yerine geliyor.Hele bir de bugün dersim erkenden bitiyor ya eve gelir gelmez tatil erkenden başlıyor benim için.Bugün sizin için evdeki minik Nasreddin Hocamızı fotoğrafladım.Bu şirin şeyi geçen bayram Konya’dan dönerken uğradığımız Akşehir’den almıştım.Ne tatlı değil mi?Evimize gelen misafir çocuklarının gözdelerinden biri de bu hocamız :)

Böyle elma yanaklı tatlı bir Nasreddin Hoca olur da bizi gülümseten fıkraları olmaz mı? ;

BENİM YERİME SENİ GÖTÜRÜR
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.
-Hanim en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.
-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?
-İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.
:))
Tazı
Ava meraklı çok cimri bir subaşı Nasreddin Hoca'ya:
-“Hoca Efendi, bana tavşan kulaklı, geyik bacaklı karınca belli, şöyle sicim gibi zayıf bir tazı buluver!” der.
Bir süre sonra Hoca, bir sokak köpeğinin boynuna ip takıp subaşıya götürür. Subaşı:
-“Aman Hoca Efendi, ben senden incecik bir tazı istemiştim. Sen ise bana koca bir sokak köpeği getirmişsin!” deyince,
Hoca lafı gediğine koyar:
- “Merak etmeyin efendim. Sizin yanınızda bu köpek bir aya varmaz, tazıya döner!..”
:))

 
Neşeniz bol olsun…

ONE LOVELY BLOG AWARD

Sevgili İlkbahar ödüllendirmiş bizi.Haftanın bu en güzel gününde bu güzel ödül iyi geldi:) Teşekkürler İlkbahar.

Bu ödül benden farklı ve eğlenceli yazılarıyla okumaya doyamadığım la row güncel e gitsin...

Neşeniz bol olsun...

15 Aralık 2010 Çarşamba

DUVAR KAĞITLARI

Geçen gün bu yazı burada bitmedi demiştim ya hah işte devamı;Orada bahsettiğim odamız için hala güzel bir duvar kağıdı arıyorum.Odanın bir duvarını –yatak başının geldiği duvar- ya efektli boya ile boyatalım ya da duvar kağıdı ile kaplatalım dedik.Bizim karşı odamız Ali nin kardeşinin odası,o odasının tüm duvarlarında efektli boyayı tercih etti çokta güzel oldu.Ama biz sadece bir duvar için düşünüyoruz.Duvar kağıdında seçenek daha çok olunca duvar kağıdı aramaya koyulduk.Geçen gün Koçtaştaki duvar kağıtlarına baktık.Ama pek beğenmedim siz ne dersiniz?




(Son fotoğraftaki beyaz-kabartmalı duvar kağıdı favorim şimdilik...duvarlar tamamen beyaz,mobilyalar da beyaz olacak.O nedenle duvar kağıdı gri,güzel bir kırmızı yada böyle beyaz ama kabartmalı olsun diyorum.Bembeyaz bir odaya rengarenk aksesuarlarla renk katmak en son işimiz olacak)

En kısa zamanda Alsancak ve Karşıyaka da gördüğüm birkaç ithal duvar kağıdı satan dükkana da uğrayalım diyorum.Hatta oralardaki seçeneklerimizi de fotoğraflayıp fikrinizi alayım :)

Neşeniz bol olsun...

13 Aralık 2010 Pazartesi

MY NAME IS KHAN


 Geçtiğimiz cumartesi günü İzmir'in dağları karlıydı.Hava da öyle soğuktu ki dışarıda dolaşmak keyif olmaktan çıkıp eziyet halini alınca İzmir milleti alış-veriş merkezlerini doldurdu.Soğuk havaya rağmen biz kapalı alış-veriş merkezleri yerine Forum Bornova'yı tercih ettik.Tabiki yine İkea :)

Haftasonu yine film şöleni vardı bizde :) Birbirinden güzel üç film seçtik yine.Bir Hint,bir Rus ve bir adet de İspanyol yapımı üç adet değişik film.

How I Ended This Summer (2010) - Bu Yazı Nasıl Geçirdim?;Dram,Rus yapımı,İMDB Puanı;7.2 ...

El Secreto de Sus Ojos / The Secret In Their Eyes (2009) - Gözlerindeki Sır; Dram,gerilim,suç,polisiye ,İspanyol yapımı,2010 yılı en iyi yabancı film oscarı,İMDB Puanı;6.7

My Name Is Khan (2010) - Benim Adım Khan; Dram,Politik,Romantik,Hindistan,IMDB puanını boş verin ben puanımı söyleyeyim 9/10 :) Evet biz çok severek izledik bu filmi.Film Türkiye de gösterime girer mi bilmiyorum ama mutlaka izleyin der,şiddetle tavsiye ederim.Rizwan Khan (shahrukh khan) oyunculuğu süper,filmin konusu,konunun işlenişi,müzikler izleyeni alıp götürüyor verdiği mesajlar ise kanayan yaramız...Film hakkında daha çok şey yazasım var ama gerek görmüyor şu soğuk günlerde alın bu flmi izleyin diyerek kısa kesiyorum:)

Neşeniz bol olsun...

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...