15 Nisan 2009 Çarşamba

karanfilli günler


Eğer kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız ve özellikle zihin yorgunluğunuz var ise; en az 4-5 Dakika demlenmiş siyah çay içerisine 8-9 adet kuru karanfil atılmalıdır. Ancak karanfili parmağınızla ufalamaya çalıştığınızda ufalanırsa o raf ömrünü tamamlamıştır. Taze olmasına dikkat ediniz. 2-3 Dakika bekleyin ve karıştırıp için. İçtikten 10 Dakika sonraysa saçınızın kökünde bile dahi kıpırdanmayı hissedeceksiniz.

Yorgunluğunuzun buharlanıp gittiğini belirgin şekilde farkedeceksiniz. Dinçleştiren ve üzerinizdeki ağırlığı alan bir kürdür. Fakat çay sallama çay değil, demleme çay olmaldır.*

Beni bu havalar mahvetti. Hastayım,bitkinim. Haftasonu geçtiğimiz haftanın yorgunluğunu gidermek için Çandarlı’nın o mis gibi havasını alıp dinlenelim diye yine yazlığa kaçtık.Çandarlı’da hayat sakin,papatyalarla huzur dolu ama Çandarlı’dan döndük,yine hastayım...bir sürü ilaç...

Haftanın başında karanfilin enerji veren özelliğinden bahsedeyim istedim.Belki benim gibi yoğun,yorgun arkadaşlar varsa bu sayede enerji depolarlar ...

Mutlu günler sizin olsun...

* Dr.İbrahim Saraçoğlu

9 Nisan 2009 Perşembe

SONSUZA DEK...DOĞAN CANKU...

SONSUZA DEK
Sokaklar geçiyorum sızım hüznüm gölgem benim

Caddeler aşıyorum gözyaşlarım en sessizliğim

Asılsız çarelerle yürüyorum işte böyle

Zamanı geriye çeviririm diye

Acılar yaşıyorum kavuşmak bedeliyle

Bekliyor biliyorum az ötemde sessizce

Adımlarım yaklaştı görüyorum orda işte

Kayboluverdi yine sokaklar arasında

Elbet birgün yollar çaresizce tükenip son bulacak

Zaman işte yeniden başlamış olacak

İnanırım kalbim onunla sonsuza dek yaşayacak

Kaybolup gidecek maziyle birlikte…
Çağımızın en önemli gitaristlerinden biri…Doğan Canku…Bundan 4-5 yıl önce klasik gitar eğitimi aldığım yıllarda bir gün onun gibi flamenko çalmayı hayal ederdim.Çünkü popüler müzik ve flamenkoyu mükemmel bir şekilde harmanlayışı her zaman büyülemiştir beni.Ve dün gece onu sahnede canlı kanlı J izleme fırsatı buldum sevdiceğim sayesinde.Tek kelime ile mükemmel bir konserdi. ‘ Ayrılık’ şarkısını en iyi yorumlayanlardan birisidir kendisi ve kısa ama samimi bir hoşbeşten sonra o güzel gitarı ile ‘ayrılık’ diyerek başladı konserine…

Geçmiş yıllarda –özellikle üniversitede- katıldığımız tüm konserlerde sıkış tepiş bir durumda izlerdik konserleri.Oturamazdık yerimizde,sahnenin dibine kadar gidip zıplardık illaki.Hele Bostancı Gösteri Merkezinde izlediğimiz konserleri unutamam,şarkılara eşlik edeceğiz diye bağırmaktan sesimiz kısılırdı çoğu zaman.Katıldığımız her etkinlik gibi gittiğimiz konserlerde öğrenci işiydi anlayacağınız J.Ama artık oturduğumuz yerden özellikle sahneyi en iyi şekilde görebildiğimiz rahat koltuklardan izliyoruz sanatı,sanatçıyı.Dün gecede Doğan Canku ve ekibi tam karşımızda bizim aşkımız için çaldılar sanki o eşsiz melodileri.Çok samimi bir konserdi,şarkı aralarında anlattığı anıları ile bol bol güldürdü bizi,çalıp söylediği şarkılarla da büyüledi adeta.

En sevdiğim şarkılarından biri olan ‘sonsuza dek’ adlı şarkıyı ‘bir kırık bebek’ adlı sinema filmi için bestelediğini esprili bir dille anlattı.Daha sonra besteyi dinleyen kayınvalidesi duygulanıp ağlayınca,eşinden bu beste için söz yazmasını istemiş.Bir zamanlar menajerleri olan Hıncal Uluç hakkında söyledikleri,Modern Folk Üçlüsünün geçmişine göndermeler,Azerbaycan konser anıları,ekibindekilere arada bir takılmasıyla çok eğlendirdi seyirciyi.
Neler mi İstiyorum.. Victor Hugo'nun sözleri üzerine yedi buçuk dakikalık bir şölen..
"Neler mi istiyorum uyanınca her sabah
Ne bahardan bir neşe, ne yazdan bir çiçek
Siyah, siyah, çok siyah, kadife kadar siyah
Bir saçın buklesini bana kim getirecek?.."
İspanyolca söylenip insanın kanını kaynatan melodiler…ve 70li yıllarda bir çok aşığa iç çektiren şarkıları.Özellikle ‘geceler’…dinleyin derim…Şarkının sözleri Doğan Canku nun babasına ait.Bestesi için babasından söz yazmasını isteyince İsviçre ye ameliyat için giden kızına yani -Doğan Cankunun kız kardeşine- yazmış bu şarkının sözlerini.

İşte böyle harika bir gecenin ardından güneşli bir İzmir gününde kulağımda dün geceden kalan güzellikleri tazeleyen şarkıları dinleyerek sevdiceği bekliyorum…




8 Temmuz 2008 Salı

"O"

Kendini aldatılmış, uyuşturulmuş hissediyor.Bu his onu yaşamın gerçekliğiyle karşı karşıya getiriyor.Yaşamın gerçek yüzü;Asr-ı Saadet çok gerilerde kaldı...İşte yine bir "gerçekler acıdır" klasiği yaşıyor.

Evet ya,acı veriyor böyle gerçekler.Sanki Asr-ı Saadet dostluğu mu yaşamıştı ki şimdi şaşıyordu dost bildiklerinin sözlerine.İnsanoğlu işte"çiğ süt emmiş" al sana bir klasik daha!Ama kızıyordu işte o insanlar ister çiğ süt emmiş olsun,ister pişmiş aşa su katsın,her ne haltsa işte...Bu kendini bilmezleri tanımış olmasına bile kızıyordu.

Artık tanıyordu onları;"İnsanlar etrafımızda olsun,hep saçma duygularımızı sergileyebileceğimiz varlıklar olarak yanıbaşımızda dursunlar,ilgi görelim,herkesi etkileyip saygın olmaya çalışalım.Tek derdimiz;lüks otomobillere binmek,en markayı giymek,en lüks tatilleri yapmak en önemliside biz bunları yapalım diğerleri de bizi daima pohpohlasın.Modernist olalım ve modayı takip edelim.İnsanları kullanalım ve bize sergilenen herşeyin yapay duygular olduğunu gözardı edelim."

İşte o insanlar böyleydi.Bunları düşünmek bile içindeki yaşama sevincini öldürüyordu.Ve içinden söyleniyordu onlara; "Sizler kendinizi ne sanıyorsunuz ?Sahip olduğunuz yapmacık kibir sizi kendi ağırlığı altında ezmeyecek mi?Acaba sahip olduğunuzu sandığız şeylerle övünürken -dikkat edin paylaşırken demiyorum ÖVÜNÜRKEN- kendinizi kandırdığınızı,İÇ UYUMSUZLUKLARınızı dışa vurduğunuzu bilmiyor musunuz?Silkinin ve kendinize gelin;gözlerinizden kibirli açlığın bayat bakışlarını silin!"

Bunları söylüyor ve böylelerini hoşgöremiyordu bir türlü.Hoş görülecek bi tarafları da yoktu zaten!

4 Temmuz 2008 Cuma

Alıştığımız birşeydi yaşamak...

arkadaşlar;kendisinden sâdece bir dönem -kıymetini bilmeden- ders alma şerefine nâil olabildiğimiz,Türk İslam Edebiyatı bölümünün kurucusu, Türkiyenin ilk kadın filoloğu,yeri doldurulamayacak insan, -anne, abla, hoca- gerçek İNSAN NECLA PEKOLCAY dün akşam aramızdan ayrılmıştır. Bugün cuma namazı sonrası fakültemizden Eyüp kabristanına uğurladık kendisini. Mütevazı bir kalabalıkta, yaşadığı gibi sâde'ce gitti ebedî yurduna... Başımız sağolsun. -Yakınlarına sabır dilemek isterdim ama.... yakını yok ki .((( -Allah rahmet eylesin..”

Arkadaşımdan gelen böyle bir maille öğrendim o kıymetli insanın aramızdan ayrılmış olduğunu. Evet kendisinden sadece bir dönem ders alabilmiştik, daha fazlası nasip olmamıştı bizlere.Yaş 17,fakültede ilk günlerimizdi o bizi Edebiyat dersinde kürsüsünde karşıladığında,kıymet bilememiştik yazıkki…

“Öldük ölümden bir şeyler umarak
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
Nasıl hatırlamazsın o türküyü
Gök parçası,dal demeti,kuş tüyü
Alıştığımız bir şeydi yaşamak…”

Sadece hüzün var elde…





29 Haziran 2008 Pazar

Düğün Mekanımız





Huzurum heyecanlarını paylaşırda ben paylaşmazmıyım dedim ve koyuldum işe..:) Siz blogumuzun ziyaretçileriyle paylaşacağım heyecan;Ayşenurum'la ebedi birlikteliğe adım atacağımız ve sevdiklerimizinde bugüne şahit olacakları yer olan düğün mekanımızı tanıtmak olacak.Evet burası daha faaliyete geçen yıl geçen Menemen'in Seyrek beldesi sınırları içersinde bulunan Seyrekgöl Hobi Park tesisleri. http://www.seyrekgol.net/ Biz hayalimizdeki kır düğününü anlattık ve ailemde burayı buldu.Onlara buradan teşekkürlerimi sunuyorum.


İlk başlarda büyük bir korku vardı bende, acaba Ayşenurum beğenecekmiydi...Acaba beraber düşlediğimiz hayalleri karşılayabilecekmiydi burası.Fakat korkularım yersiz çıktı..23 Nisan haftası aşkım yanıma gelince ilk işim ona bu mekanı göstermek oldu..ve O gerçekten çok beğendi..Ayşenurun beğenmesi beni o kadar mutlu etmişti ki günlerce yaşadığım gerginlik yerini rahatlamaya bırakmıştı neredeyse ağlayacaktım.Tesisin müdürüde bize o kadar ilgi ve alakalı yaklaştı ki ikimizide o günle ilgili tatlı bir rahatlık kapladı.O muhteşem günün emin ellerde olduğunu hissetmek çok güzel bir duygu.En azından yaptıkları işin sorumluluğunda ve bilincinde olmaları bizi açok bir sevindirdi.Ee nede olsa insan hayatında bu duyguyu bir kez yaşıyor ve o günün unutulmaz bir gün olması için çaba sarfediyor.




İşte Seyrekgöle ait bir kaç fotoğraf koydum yazımın aralarına.Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi çok güzel bir mekan değil mi?





Evet şimdilik benden bu kadar...O günün mükemmel olması için ve Huzurumla ikimizin bir ömür boyu unutamamamız için elimden gelen her şeyi yapacağım.Eğer sizde o güne şahitlik yapmak istiyorsanız ve mutluluğumuzu paylaşıp mutluluğumuza mutluluk katmak istiyorsanız siz sevdiklerimizide aramızda görmeyi çok isteriz.Dimi AYŞENURUM gelsinler :))))


ALİŞ'i Nuru,Huzuru,AYŞENURUNU çok seviyor ve bu unutulmaz günü sabırsızlıkla bekliyor....

AYŞENUR'dan İlave;Öncelikle bu güzel yazısı ve düğün mekanımızın tanıtımı için sevgili Alişim'e teşekkürler.Ali'nin bu yazısını görünce bi ekleme yapmadan duramadım bende.Düğün mekanımız gerçekten çok güzel.Mekan yetkilileri hayallerimizi gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar umarım bu memnuniyetimiz düğün sonuna dek sürer.Ayrıca bende Ali gibi canımın ailesine yani benimde diğer aileme çok teşekkür ederim, bu kadar özel bi ailenin gelini olacağım içinde çok mutlu olduğumu belirtmek isterim.Bu arada annelerimizin yüreğine inmeyeceğini bilsek düğünümüzü çok çılgın bi şekilde yaşayacağız biz,örneğin bakınız 'The Corrs' grubunun ''Angel'' şarkısı klibi :)

18 Haziran 2008 Çarşamba

selamlar

Yazılarıma blogcu dan devam ediyordum.Ama blogcu 2 gündür hizmet veremez durumda ve bu durum cidden çok can sıkıcı.sanırım artık burdan devam edecek bir güzel çiftin blog hayatı...
selam ile..

2 Haziran 2008 Pazartesi

terlik,pabuç :))

Hediyeleşin, çünkü hediye,
aradaki muhabbeti artırır. [Beyheki]


Sevmenin, sevdiğini göstermenin çok anlamlı bir ifadesidir hediyeleşmek.Ve sevgili ablamda bana olan sevgisini,bana bu cici terlikleri alarak göstermek istemiş.Canım ablam çok teşekkür ederim...








Ve sevgili Ali'nin bir hediyesi...



Bu cici "ev papuçları" Alişim'in bu yılki doğum günümde bana almış olduğu hediyelerden sadece bi tanesi.Böyle cicili bicili şeyleri çok sevdiğimi bilir.Sana da çok teşekkürler Ali...

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...