8 Temmuz 2008 Salı

"O"

Kendini aldatılmış, uyuşturulmuş hissediyor.Bu his onu yaşamın gerçekliğiyle karşı karşıya getiriyor.Yaşamın gerçek yüzü;Asr-ı Saadet çok gerilerde kaldı...İşte yine bir "gerçekler acıdır" klasiği yaşıyor.

Evet ya,acı veriyor böyle gerçekler.Sanki Asr-ı Saadet dostluğu mu yaşamıştı ki şimdi şaşıyordu dost bildiklerinin sözlerine.İnsanoğlu işte"çiğ süt emmiş" al sana bir klasik daha!Ama kızıyordu işte o insanlar ister çiğ süt emmiş olsun,ister pişmiş aşa su katsın,her ne haltsa işte...Bu kendini bilmezleri tanımış olmasına bile kızıyordu.

Artık tanıyordu onları;"İnsanlar etrafımızda olsun,hep saçma duygularımızı sergileyebileceğimiz varlıklar olarak yanıbaşımızda dursunlar,ilgi görelim,herkesi etkileyip saygın olmaya çalışalım.Tek derdimiz;lüks otomobillere binmek,en markayı giymek,en lüks tatilleri yapmak en önemliside biz bunları yapalım diğerleri de bizi daima pohpohlasın.Modernist olalım ve modayı takip edelim.İnsanları kullanalım ve bize sergilenen herşeyin yapay duygular olduğunu gözardı edelim."

İşte o insanlar böyleydi.Bunları düşünmek bile içindeki yaşama sevincini öldürüyordu.Ve içinden söyleniyordu onlara; "Sizler kendinizi ne sanıyorsunuz ?Sahip olduğunuz yapmacık kibir sizi kendi ağırlığı altında ezmeyecek mi?Acaba sahip olduğunuzu sandığız şeylerle övünürken -dikkat edin paylaşırken demiyorum ÖVÜNÜRKEN- kendinizi kandırdığınızı,İÇ UYUMSUZLUKLARınızı dışa vurduğunuzu bilmiyor musunuz?Silkinin ve kendinize gelin;gözlerinizden kibirli açlığın bayat bakışlarını silin!"

Bunları söylüyor ve böylelerini hoşgöremiyordu bir türlü.Hoş görülecek bi tarafları da yoktu zaten!

4 Temmuz 2008 Cuma

Alıştığımız birşeydi yaşamak...

arkadaşlar;kendisinden sâdece bir dönem -kıymetini bilmeden- ders alma şerefine nâil olabildiğimiz,Türk İslam Edebiyatı bölümünün kurucusu, Türkiyenin ilk kadın filoloğu,yeri doldurulamayacak insan, -anne, abla, hoca- gerçek İNSAN NECLA PEKOLCAY dün akşam aramızdan ayrılmıştır. Bugün cuma namazı sonrası fakültemizden Eyüp kabristanına uğurladık kendisini. Mütevazı bir kalabalıkta, yaşadığı gibi sâde'ce gitti ebedî yurduna... Başımız sağolsun. -Yakınlarına sabır dilemek isterdim ama.... yakını yok ki .((( -Allah rahmet eylesin..”

Arkadaşımdan gelen böyle bir maille öğrendim o kıymetli insanın aramızdan ayrılmış olduğunu. Evet kendisinden sadece bir dönem ders alabilmiştik, daha fazlası nasip olmamıştı bizlere.Yaş 17,fakültede ilk günlerimizdi o bizi Edebiyat dersinde kürsüsünde karşıladığında,kıymet bilememiştik yazıkki…

“Öldük ölümden bir şeyler umarak
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
Nasıl hatırlamazsın o türküyü
Gök parçası,dal demeti,kuş tüyü
Alıştığımız bir şeydi yaşamak…”

Sadece hüzün var elde…





29 Haziran 2008 Pazar

Düğün Mekanımız





Huzurum heyecanlarını paylaşırda ben paylaşmazmıyım dedim ve koyuldum işe..:) Siz blogumuzun ziyaretçileriyle paylaşacağım heyecan;Ayşenurum'la ebedi birlikteliğe adım atacağımız ve sevdiklerimizinde bugüne şahit olacakları yer olan düğün mekanımızı tanıtmak olacak.Evet burası daha faaliyete geçen yıl geçen Menemen'in Seyrek beldesi sınırları içersinde bulunan Seyrekgöl Hobi Park tesisleri. http://www.seyrekgol.net/ Biz hayalimizdeki kır düğününü anlattık ve ailemde burayı buldu.Onlara buradan teşekkürlerimi sunuyorum.


İlk başlarda büyük bir korku vardı bende, acaba Ayşenurum beğenecekmiydi...Acaba beraber düşlediğimiz hayalleri karşılayabilecekmiydi burası.Fakat korkularım yersiz çıktı..23 Nisan haftası aşkım yanıma gelince ilk işim ona bu mekanı göstermek oldu..ve O gerçekten çok beğendi..Ayşenurun beğenmesi beni o kadar mutlu etmişti ki günlerce yaşadığım gerginlik yerini rahatlamaya bırakmıştı neredeyse ağlayacaktım.Tesisin müdürüde bize o kadar ilgi ve alakalı yaklaştı ki ikimizide o günle ilgili tatlı bir rahatlık kapladı.O muhteşem günün emin ellerde olduğunu hissetmek çok güzel bir duygu.En azından yaptıkları işin sorumluluğunda ve bilincinde olmaları bizi açok bir sevindirdi.Ee nede olsa insan hayatında bu duyguyu bir kez yaşıyor ve o günün unutulmaz bir gün olması için çaba sarfediyor.




İşte Seyrekgöle ait bir kaç fotoğraf koydum yazımın aralarına.Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi çok güzel bir mekan değil mi?





Evet şimdilik benden bu kadar...O günün mükemmel olması için ve Huzurumla ikimizin bir ömür boyu unutamamamız için elimden gelen her şeyi yapacağım.Eğer sizde o güne şahitlik yapmak istiyorsanız ve mutluluğumuzu paylaşıp mutluluğumuza mutluluk katmak istiyorsanız siz sevdiklerimizide aramızda görmeyi çok isteriz.Dimi AYŞENURUM gelsinler :))))


ALİŞ'i Nuru,Huzuru,AYŞENURUNU çok seviyor ve bu unutulmaz günü sabırsızlıkla bekliyor....

AYŞENUR'dan İlave;Öncelikle bu güzel yazısı ve düğün mekanımızın tanıtımı için sevgili Alişim'e teşekkürler.Ali'nin bu yazısını görünce bi ekleme yapmadan duramadım bende.Düğün mekanımız gerçekten çok güzel.Mekan yetkilileri hayallerimizi gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar umarım bu memnuniyetimiz düğün sonuna dek sürer.Ayrıca bende Ali gibi canımın ailesine yani benimde diğer aileme çok teşekkür ederim, bu kadar özel bi ailenin gelini olacağım içinde çok mutlu olduğumu belirtmek isterim.Bu arada annelerimizin yüreğine inmeyeceğini bilsek düğünümüzü çok çılgın bi şekilde yaşayacağız biz,örneğin bakınız 'The Corrs' grubunun ''Angel'' şarkısı klibi :)

18 Haziran 2008 Çarşamba

selamlar

Yazılarıma blogcu dan devam ediyordum.Ama blogcu 2 gündür hizmet veremez durumda ve bu durum cidden çok can sıkıcı.sanırım artık burdan devam edecek bir güzel çiftin blog hayatı...
selam ile..

2 Haziran 2008 Pazartesi

terlik,pabuç :))

Hediyeleşin, çünkü hediye,
aradaki muhabbeti artırır. [Beyheki]


Sevmenin, sevdiğini göstermenin çok anlamlı bir ifadesidir hediyeleşmek.Ve sevgili ablamda bana olan sevgisini,bana bu cici terlikleri alarak göstermek istemiş.Canım ablam çok teşekkür ederim...








Ve sevgili Ali'nin bir hediyesi...



Bu cici "ev papuçları" Alişim'in bu yılki doğum günümde bana almış olduğu hediyelerden sadece bi tanesi.Böyle cicili bicili şeyleri çok sevdiğimi bilir.Sana da çok teşekkürler Ali...

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Siyah-simli tabaklarım....







Evliliği -henüz- bilmem ama evlilik için yapılan hazırlıklar çok güzelmiş, bi o kadar da eğleneliymiş.Ben hayatımda Ali olduğu halde önceden kenara çeyiz namına bir iğne dahi koymamış bi insan olarak bu süreçte acaip çok eğleniyorum.Herkes artık yavaş yavaş bişeyler alda koy kenara dedikçe omuz silkip geçmişliğim var.Ama sağolsun annem benim bu delifişek hallerime aldırmayıp ince çeyiz denen o zahmetli işleri halletmiş.Öyle muazzam bi zevki varki annemin, keşke hepsini size tek tek gösterebilsem.o kadar güzel şeyler hazırlatmışki benim için benden gizli gizli...gördüğümde hemen evlenmek istiyorum diye bağırmadığım kalmıştı.Eee annem kızını tanıyor nede olsa yaptıkları,yaptırdıkları ve aldıklarının hepsi tam benlik canım annem iyiki varsın iyiki benim annemsin.Ay bakın gözlerim dolu dolu oldu.Annemi çok özledim ben yaa
Neyse efendim çeyizimin nadide parçalarını burada olmadıkları için fotoğraflayıp sizlere sunamadığım için üzgünüm.Ama ben fotoğrafları olan diğer parçaları sizinle paylaşacağım büyük bir keyifle.Yemek takımlarım...En çok kafaya taktığım konulardan biri, hoş ben evimde olacak her bir detayı kafaya takıyorum zaten...Yemek takımı bakılabilecek tüm mağaza ve markaları dolaştıktan sonra Bernardo' da karar kıldım.İnce zevk sahibi insanların tasarımları...Günlük yemek takımlarımı Alimin annesi bizim için önceden almış olduğu için benim işim kolaydı.Özel bi yemek takımı alacaktım.Günlüklerimiz pembe-beyaz öyle tatlılarki.Bu nedenle diğerlerinin daha ağır olmasını istedim.Ve yemek takımlarımı aldım.Tam istediğim gibiler ve yemek takımlarımın sunumunda kullanılan siyah simli tabakları gördüm ve aşık oldum onlara.Benimde olmalı ve bende yemek masama Bernardo daki gibi koyup görsel bi şölen yaratmalıydım:)Bu tabakların altın sarısı ve gümüş rengide var.Onlarda çok tatlı tavsiye ederim ama siyahlar benim yemek takımımla öyle şık oldularki te rcihimi siyahtan yana kullandım.
Siyah Yaldızlı Sous-plate




ALİ'den

Bu sefer lütfen bu seferlik,bir sefere mahsus hiç konuşmadan sözümü bölmeden ne olur beni dinle... Dinle ki sensizliğin yüreğime yaşattığı tarifi imkansız acısını senden çok hissetiğimi bil!Seni sevdim,hiç kimseyi hiç bir şeyi sevmediğim kadar hemde.Hayatı sevdim sen hayatımda olduğun için..geleceğe umutla baktım geleceğimde olduğun için...insanlar geçmişini özlermiş ama ben hiç özlemedim, seninle geçecek mutlu günlerimi düşlemekten ,geçmişimi özlemek gelmedi hiç aklıma.
Yanımdayken gözlerinin içine baktım sürekli,sözlerime inanmıyorsa gözlerime inansın diye.Ben hiç kimseye böyle şevkatle böyle sevgiyle bakmadım.Sana bakarken yüreğim ateş aldı her seferinde.Isındımda,üşümeme aman vermedi bakışların..
Ben aşkın ne olduğunu senle öğrendim..Aşk için ateştir derler..ben bu ateşe bile bile attım kendimi..Canımı yakacağı kadar aşk, içimide ısıtacağınıda biliyordum...
Şimdi boşluktayım sevdiğim,elimi tutacak ellerin yok..KORKUYORUM....Aşk bu yanımda olmadığın zamanlarda çaresizim,kimsesizim...Meğer senmişim, benim herşeyim..
Ben senin ellerinde hayat bulurken nasıl aklımdan o ellersiz bir ömür düşünebilirim.Biliyomusun ben seni sevenleri değilde senin sevdiklerini sevdim bu hayatta.Senin baktığın gibi baktım hayata..Ellerimi her açışımda rabbime seni diledim Rabbimden..Dualarım oldun,hayallerimi süsledin çoğu geceler..sana sarılırcasına yastığıma sardım bedenimi..Kokun sızlattı göğüs kafesimi bir kez daha çektim içime o gül kokunu..Bilirim gülleri seversin..Şimdi senin aşkının karşısında bir garip bülbül oldum...Şimdi huzurum bu bülbülü bir ömür güldürürmüsün yoksa bir ömür öldürürmüsün...Bu bülbül seni çok seviyor bir tanem.İnan ki çok seviyor...Huzurumun Alişinden sevgilerle...

OKULUMUZUN SERGİSİ AÇILDI...

Okulumuzun sergisi açıldı.Sergi için bir sürü laf etmeye gerek yok.Tek kelimeyle süperdi.Tam bir görsel şölen...Emeği geçen herkesi tebrik etmek lazım...Şimdilik bir kaç sergi fotoğrafı...

30 Mayıs 2008 Cuma

KİTAPLARIM








Geçenlerde annem katıldığı bir konferans sonucu beni arayıp bir kitap tavsiye etti.Konferansı veren yazarın konuşmasından çok etkilenmiş olacakki kitabı bana tavsiye etmekle kalmayıp aynı tavsiyeyi Ali'ye de yaptı.Kitabın adı "Ailede Sevgi İletişimi". Vehbi Vakkasoğlu'nun son kitabı.İlk önce burun kıvırdım,"bana ne yapmam gerektiğini söyleyen kitaplardan nefret ederim" diye.Ama emir büyük yerden almalı ve okumalıydık.Ali ile evlilik kararını yeni aldığımız günlerdi.Annem bilerek böyle bi kitap tavsiye etmiş bize.Çünkü kitap daha çok eşler arasındaki sevgi diyaloğunu konu alıyor.Yazılanların hepsi bildiğimiz şeyler.İnsan ilk başta "bunları bilmek için kitap mı okumam lazım" dese bile okumak güzel...
Sonuç itibariyle hemen kitabı sipariş ettik ve her akşam Ali bana telefonda okumaya başladı.Birbirinden 1400 km. uzakta olmak böyle birşey işte! Bu arada Ali yine bana bir sürpriz yapmayı unutmamış internet kitapçımız kitap yurdundan benim içinde bir kitap sipariş etmiş: "Beş Sevgi Dili"(Gary Chapman).Bu kitabı bir çoğunuz duymuşsunuzdur.Yeni bir kitap değil yani.Kitap okuluma kargoyla geldiğinde ben çok sevinmekle birlikte çokta şaşırdım.Çünkü Ali nin isteği üzerine kitap çok güzel bir şekilde paketlenmiş ve yine Ali nin direktifleri doğrultusunda benim için çok güzel bir sürpriz yerleştirmişler kitabın içine. www.kitapyurdu.com çalışanlarına bu inceliklerinden dolayı bir kezde burdan teşekkür edeyim bari :))
AYŞENUR



26 Mayıs 2008 Pazartesi

hediye paketleri

evlilik üzerine...

Aliyle mutluyum,huzurluyum.O'nun aşkı, saatleri ve insanların kargaşasını umursamayan, muhteşem yapraklarını etrafa saçan, enfes kokusu başımı döndüren güllerle dolu, etrafı duvarlarla çevrilmiş bir bahçe gibi.
Her zaman demişimdir Allah bana öyle bir canı kucaklamayı nasip etsin ki, kucaklamaya ve beraberliğe değsin ve neticede asla pişmanlık duyulmasın.O canın sahibinin ellerini tutayım ve O'nun aşkıyla dolup taşayım sonunda O'nun aşkı beni yakarken beraberce,elele ilahi aşka ulaşalım.Evet bu O işte...Ali...Dualarımın kabulü...
Güneşli bir günde yağan yağmur kadar aykırıydı evlilik düşüncesi bana.Evliliğe inanmıyordum bir kere.Evliliğin zamanla monotonlaşan havasında boğulurum diyordum,bana göre evlilik sıradanlaşmak ve özgürlüğümün elden gitmesi demekti.Benim tek istediğim anı yaşamaktı.Anı yaşamak...zamana yenik düşmeyen hislerle dolup taşmak...sonsuzluğun kıyılarına vuran aşkı duyumsamak...Oysa diyordum evlilikle birlikte tüm coşkum bu büyük aşkım zamana yenik düşecek,zaman bizi,bizim aşkımızı ezip geçecek ve ben buna dayanamam...
Ama birşey oldu, ne olduğunu anlayamadığım birşey oldu işte.Ne zamandır devam eden bu güzel birlikteliği uzun süren sancılı bir süreç sonunda evlilikle taçlandırmaya razı oldum bende.Bu sancılı dönemi akıl sağlımı bozmadan atlatmama yardımcı olan,bana her daim yaşama coşkusu aşılayan, o güzel gözleri ve sözleriyle bana her daim aşkın,aşkımızın kazanacağını temin eden sevgili Ali'ye çok teşekkürler.O olmasaydı ben asla böyle bir karar alamazdım.Ben her seferinde "evlilik bizi bitirecek" deyip tepinmeye başladığımda o büyük bir sabırla bana olan aşkını anlatmaya başladı ve "bak, ilk öpüşlerin tazeliği,baharı,parlaklığı bir gün gitse bile, sonbaharın daha koyu ve daha ağırbaşlı direnen kucaklayışları, el sıkışları gelecek ve ebediyyen kalacak" dedi.O'na inandım inandıkça daha çok sevdim.
Birbirimize vefalı,temiz ve şefkatli birer hayat arkadaşı olacağımıza emin oldum...ve evlilik...evliliğe adım adım...
blogumuzun bu kategorisinden evliliğimize giden yoldaki adımlarımızı ilk adımdan itibaren yazacağım ve fotoğraflarla anlatacağım...bizimle bu güzel anları paylaşan siz sevgili dostlarımıza teşekkürler...
AYŞENUR
yeni yepyeni bir adım...

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...