10 Şubat 2010 Çarşamba

GAZOZ AĞACI

Genellikle fazla gürültülü öğretmenler odamızda, ders içi etkinliklerimizle uğraşan öğrencilerim arasında ve çabucak bitiveren ders aralarımızda okumak için ideal bir kitap diye seçtim bu eseri.Kısa kısa öykülerden oluşuyor çünkü.Okuduğum sayfadan, bir zil sesi,bir öğrenci nidası yahut bir arkadaşın seslenişiyle ayrılırsam eğer,kaldığım yere geri dönmek kolay oluyor.Öykülerin yormayan durağan havası içinde kapılıp gidiyorum cümlelere.O yüzden kalabalıklarda okumayı sevdim bu kitabı.Her öykü arasında durup dinlenebiliyorum.Yepyeni öykülere başlamanın heyecanını, sınıf penceresinden hızla kayıp giden bir yağmur damlalarını izlerken doyasıya yaşatıyorum kendime.



“Ne çok okuyorsun,bu seferki ne?” diye soran meraklı sesin sahibi arkadaş gelip kitabımın kapağını inceliyor, ardından ilk sayfayı açıyor.İlk sayfanın sağ üst köşesine Ayşenur&Ali-16 Ağustos-Çeşme notu düşülmüş tarafımdan.Hemen aklıma sıcacık bir Çeşme gecesinde ışıl ışıl,bir o kadar da kalabalık bir caddeki en şirin kitapçı geliyor.Sevgili ile neredeyse dokunmadığımız kitap kalmamıştı o minik kitapçıda.En sonunda da altı adet kitabı kucaklayıp çıkmıştık oradan.O kitaplardan biriydi bu da;Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler-Sabahattin Kudret Aksal-YKY Yay.


Blogumu açar açmaz bir yol hikayesi yazmak niyetindeydim ama hiç aklımda yokken bu aralar çantamda gezen kitabımı yazıverdim :)


Derken işte böyle :)


Neşeniz bol olsun…

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...