2 Mayıs 2011 Pazartesi

YAZIYORUZ

Sevgili Tırsak Külkedisi beni mimlemiş;Bir blog hikayeniz var mı?

Öncelikle kendisine çok teşekkür ediyorum.Daha önceleri bu konuya birkaç kez değinmiştim.Hemen eski yazılarımdan birkaç derleme yapıp mim sorusunun cevabını vermiş olayım.

09.08.2009 tarihli “Neden Yazıyorum?” başlıklı yazımdan;

“100 ün üzerinde yazı ve bir yılı aşkın bir süre…bir güzel çift in miladını bilirsiniz.Birbirimizden uzakta olduğumuz geçmiş zamanlarda Ali hediye etmişti bu blogu sanal aleme :) Önceleri birlikte yazdık… kimi zaman bir sabah blogu açınca Ali nin yazısı karşıladı beni, kimi zaman da benim yazılarım ona sürpriz oldu.
Uzun zaman önce Ali yazmayı bıraktı. “Nasıl olsa artık yanımdasın söylemek istediklerimi gözlerinin içine bakarak söylemeyi tercih ediyorum” der oldu.Yazmak istediği zamansa küçük bir kağıt parçasındaki harika cümleleri beni ya kahvaltı masasında yahutta hiç beklemediğim bir zamanda bir cafede,en sevdiğim elbisemin cebinde,yazılı kağıtlarımın arasında,ders kitaplarımın bir sayfasında buluyor beni…
Zamanla bir çok arkadaşım blog dünyasına katıldı.Telefonda ya da msn de “bu gün ne oldu biliyor musun?” diye başlayan cümlelerimizin yerini “bloga yazdım okusana” lar almaya başladı.Ayrı ayrı herkese anlatmaktansa “ben yazdım siz ordan okuyun” oldu.Kolay iş valla :)”


01.09.2009 tarihli “Etki-tepki Meselesi” başlıklı yazımdan;

“Şimdi ben bir süre ortadan kaybolsam ki kaybolmamda yazmaya vakit bulamasam hemen ‘nerdesiniz?’, ‘neden yazmıyorsunuz?’,’hadi ama merakla bekliyoruz…’ tarzında yorum ve mailler geliyor ya işte o zaman ben kendimi yazmakla sorumlu hissediyorum.Arayı uzattığım zaman ise ‘bak işte gördün mü yine soracaklar neden yazmadın diye’ diyerekten kendime kızıyorum J tuhaf değil mi? Bence tuhaf ama web günlüğü yazmaya kalkınca ben oturayım bir şeyleri bloglayayım deyince, işte bunlar kaçınılmaz oluyor…Sayfamızı sahiplenip sevenlere buradan yürekten teşekkürler.Ama sevmek-sahiplenmek başka bir şey yazarın cümlelerine karışmak, ‘öyle yazma böyle yaz’ demek başka bir şey.bunları birbirine karıştırmamak lazım değil mi?
 İlk başlarda birazcık olsun hasret dindirmek adına açılan bu blog zamanla bir çok okuyucu ile büyüdükçe büyüdü.Ve haliyle bu büyüme karşısında bir güzel çiftte kelimelerini daha bir özenle seçmeye başladı.Nazar dedik,aman(!) dedik sınırladık yazdıklarımızı.Ama ‘olsun’ dedi sevgili okur ‘olsun biz aşkı gözünden tanırız ve maşallah demeden geçmeyiz’ .Hayatımızın kıyısından köşesinden bu sayfaya yansıyanları okuyup ‘maşallah’ını esirgemediğin için teşekkürler sevgili okur.
 Kişisel bir web günlüğü işte bizimkide…okuyanla aramızdaki ise bir etki-tepki meselesi… Her davranışımız,ekrana yansıyan her cümlemiz ulaştığı zihinler ve yüreklerde bir yer bulur,bir anlam yüklenir ve nihayetinde bize geri döner.Dönüp gelenler, bizim gönderdiklerimizin yorumlanıp geri gönderilmiş halinden başka bir şey değildir aslında.Dedim ya bu bir ‘etki-tepki’ meselesidir.Bu prensibi aklımızdan çıkarmadan yapılması gereken doğru davranmaktır.E bu noktada önemli olanda doğru davranışın hangisi olduğunu tesbit etmektir.Herkesin doğrusu bir olmuyor çoğu zaman ve doğrularımız bir değil diye de saldırganlaşmak olacak iş değil.Bir web günlüğü sahibi olanlar iyi bilirler;sen ne yaparsan yap,ne söylersen söyle söylemek istediklerin karşı tarafın anladığı kadardır ancak.O yüzden ya karşı tarafın ne anladığına dikkat edeceksin yada aklına geleni içinden geldiği gibi yazacaksın.
Samimiyet önemli…samimi blog yazılarını okumayı seviyorum ve onların içtenliklerini destekliyorum.Kimi zaman ‘artık bıraksam yazmayı’ dediğimde onların o samimiyetleri yetişiyor imdadıma ki yazmak bir tutku öyle kolay vazgeçilmiyor.”

İşte böyle…bu blogun hikayesi Ali ve Ayşenur’un birbirinden uzakta geçen günlerinde başladı ve bugüne kadar sürdü,sürmekte :) bende hemen mimdireyim birilerini;

Bir Avuç Hayat
Meyra

Bu arada haftasonu yine Çandarlı’ya kaçtık.Haftasonu maceralarımızı da anlatacağım ama önce Çandarlı da objektifimize takılanlardan birkaç örnek;



Neşeniz bol olsun...

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...