21 Mart 2010 Pazar

PAPATYALARA UYANMAK

Pencereden içeriye sızan güneş ışınları baharı müjdeler gibiydi sabah uyandığımda.Ben, evin içi hala serin diyerek yorganıma sarılıp sabah uyuşukluğuma devam etmeyi düşünüyordum.Ama vaktin kalkma vakti olduğunu hatırlatan sevgilinin gülümseyerek sıraladığı güzel sözcüklerle açıverdim gözlerimi.Bir de vazodaki papatyaların taze kokusunu çekince içime, yatakta uyuşukluk yapmak pek bir anlamsız geldi bana :)


“Cuma günü haftanın son gününün yorgunluğu Ayşenur’un sesine de yansıyınca,sevgili Ali onu neşelendirmeye karar verir.O geldiğinde kapıyı açan Ayşenur’un minik bir demet papatyayı görünce, yorgun yüzü kocaman bir gülümse ile aydınlanıverir.Ayşenur papatyaların güzelliği ile kendinden geçmişken sevdicek dönüp arkasını gidecekmiş gibi yapar,Ayşenur daha ne olduğunu anlayamadan harika bir buket daha görür onun elinde.Bu sefer gülümseyişi neşeli çığlıklara dönüşür.Bir elinde rengarenk çiçek demeti diğer elinde papatyalar sevgiliyi kapıda unutup koşar vazolarına su doldurmaya :) Eli ayağına dolaşır derken sevgiliye kocaman kocaman teşekkürler eder,yorgunluğu uçup gidiverir…Uzun zamandır blogunda çiçek yayınlamadığını fark eden Ayşenur tüm okurların içi açılsın diye fotoğraflar bu güzellikleri :)”

İşte papatyalarımın ve diğer çiçeklerimin bu haftaki hikayesi böyle.İki gündür çiçeklerin güzel kokusuyla uyanınca enfes bir güne başladığımı hissediyorum.Cumartesi günü henüz bahar gelmemişti buralara hava serindi.Öğlene kadar uyuşukluk yapıp öğleden sonra yürüyüşe çıktık.Cumartesi pazarına gittik :) her ne kadar Ali Pazar gezmekten çoook sıkılsa da sırf benim için dayandı bu sefer,bende doyasıya gezdim dolaştım hatta çokta cici bir elbise aldım kendime.İstanbul’dan alışkınım Pazar gezmelerine,Kadıköy’ün o muhteşem pazarlarını gezmeden duramazdık o zamanlar :)

Cumartesi gecesi sinemadaydık ve eve döndüğümüzde saat iki buçuktu.Gece geç yatınca bugün uyanmakta biraz zorlandım ama başta da söylediğim gibi sabah öyle güzel başladı ki fırladım yataktan.Bu güzel günde evde kapalı kalınmaz diyen sevgili beni Çiçekliköy’e kahvaltıya götürdü.Çiçekliköy’den ve oranın enfes kahvaltılarından şurada bahsetmiştim.Bugün yine çok güzeldi kahvaltı ve sanki bütün İzmir Çiçekliköy deydi :) Kahvaltı sonrası orman içersinde gezdik,bol bol fotoğraf çektik.Bugün ışığımız boldu…doğal ışık bol olunca objektifimize ne güzellikler takıldı görmelisiniz neyse bir ara fotoğrafçılık derslerimizle birlikte daha bilinçli olarak çektiğimiz yeni fotoğraflarımızı da yayınlarım.

Bitti dolu dolu bir hafta sonu daha :(

*İkinci kolajdaki vazo sevgili arkadaşım Tuğba nın hediyesi...

Neşeniz bol olsun…


SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...