21 Aralık 2009 Pazartesi

OYUNUN OYUNU



Haftanın ilk gününü atlattık çok şükür.Yarın sabah uyanmak,okula gitmek daha kolay gelir muhtemelen :)


Geçtiğimiz Cuma günü haftasonu başlıyor diye yine çocuklar gibi şendim.Öylesine şendim ki işte daha öncesinde gördüğünüz karanfil ve daha nicesiyle şenlendirdim günümü.Okul sonrası ben evde sevgili iş yerinde, çokça telefon görüşmesi,mesajlaşma ve msn muhabbeti yapıp planımızı yaptık.Evet ya hala bir gün içinde bütün iletişim şekillerini kullanıyoruz neredeyse :)

Uzun zamandır gitmek istediğimiz bir oyunu izledik Cuma akşamı.Ali bu oyunu çok uzun zaman Kocaeli’de izlemiş,tadı damağında kalmış.-Ki bu oyun Kocaeli Şehir Tiyatrosunda 6 yıl kapalı gişe oynamış.-Tesadüfen oyunun afişini görür görmezde “bu oyunu mutlaka izlemeliyiz Ayşenur” demişti bana.Ne zaman bu oyuna gitmeye niyetlensek hep başka şeyler çıktı.Sonunda ben herhalde biz bu oyunu izleyemeden oyun sahneden kalkacak demeye başladım.Hatta oyun aylardır sahnede olmasına karşın cuma akşamı bilet almaya gittiğimizde salon doluydu ve sadece boş bir koltuk vardı.Oyunu izlemeye kararlıyız ya koltuk yanına bir sandalye iliştirelim dedik,ben koltukta Alişim yanımda sandalyesinde en önde izledik oyunu…

İzlediğimiz eser İngiliz yazar Michael Frayn’ın yazmış olduğu “Oyunun Oyunu” adlı oyundu.İzledikten sonra Ali’ye hak verdim.Cidden bana izlemeliyiz diye ısrar ettiği ve anlattığı kadar varmış.Çok eğlenceli,bol kahkahalı ve izlerken sanki içinde kaybolduğumuz bir oyundu.Tiyatrodan çıkıp eve gelene kadar güldük sahnedekilere.Harika bir Cuma akşamıydı.Böylesine güzel ve eğlenceli bir oyun bir de geçen yıl izlediğimiz Metin Serezli’nin şu oyunuydu.




Oyunun Oyunu aslında bir değil, iki oyun. Aynı anda hem geleneksel bir fars hem de bu oyun içindeki oyunun son provasında ve turnesi sırasında gerçekleşen bir “sahne arkası farsı”.
Oyunun içindeki oyunda sahneden çıkan oyuncular, kendilerini kuliste yaşanan bir başka farsın içinde bulurlar. Bu iki farsın birleşimi “Oyunun Oyunu”nu tiyatro tarihinin en dahiyane oyunlarından birisi haline getiriyor.
Oyunun son perdesine gelindiğinde bu iki fars, artık birbirinden ayrılmaz bir duruma geliyor.
Oyun ilk kez Londra’da 1982 yılında oynandığında, İngiliz tiyatro dünyasının en önemli ödülleri olan Evening Standard ve Olivier en iyi komedi ödüllerini aldı.”




Uzun zaman olmuştu tiyatro hakkında yazmayalı değil mi?Bu sezon izlediğimiz 2.oyun bu.Geçen sezon sürekli yeni sahnelerde yeni oyunlar keşfediyorduk ama bu sene nedense çok daha yoğun geçtiği için fırsat bulamıyoruz.


Oyunu izlemek isteyenler hiç düşünmeden gidip biletlerini alsınlar,izleyip eğlensinler derim.

Neşeniz bol olsun…

SELANİK

İzmir den yola çıkışımız sabah 8.30 u buldu. Yol müziklerimiz eşliğinde keyifle yol aldık. Planın ilk parçası Edirne idi. Bi gece Edirne d...